Enayi Parası

Yetişmiş her insanın, emeği ve alın teri kazancıyla yaşamını sürdürmesi esastır. Zaten ailelerin başta gelen uğraşısı, çocuklarını eğitip meslek sahibi yapmaktır. Çünkü her ailenin, çocuklarına işini hazırlayıp bırakma şansı yoktur. Bu durum dünyadaki her milletin ortak kaygısıdır. Zaman içinde ve basın yoluyla, bazen de bizzat yaşayarak, emek ve alın teri olmadan, onun bunun parası ile har vurup harman savururcasına yaşayanları da görebiliyoruz.

Evet, konumuz savurganca yaşayanları anlatmak ve anlamaktır. Zaten onları bir şekilde tanıyor ve bazılarına o imkânları bizler sunuyoruz. Şimdi aklımıza geldiği kadarı ile onları gruplayıp sıralarsak; Mirasyedi, Haraç yedi (mafyalar), Hak yedi (siyasetçiler) ve Enayi parası yedi (tarikatçı ve cemaatçi)’lerdir. Belki dahası da vardır ama bunlar yaygın olarak bildiklerimizdir. Hepsinde görülen “yedi” eki, harcamaların kesinlikle alın teri ile kazanımlar olmamasındandır.

Mirasyedi; Eskiden trafiğe çıkınca, araçlarda “Babam Sağolsun” yazıları olurdu. Ama en çok kaza yapanlarda onlar olurdu. Çünkü öyle bir kullanıcıda,  alın teri ile kıymet bilme kavramı olmuyor. Aile, sevgi ve saygı ile büyümek isteyen şirkete benzer. Yeni kuşaklara devirde,  ele güne muhtaç olmamak için kazanımların artırmasını ister. Bazıları, imkânların tükenmeyeceğini sanarak haylazlaşır ve onlara umut yitirenler denir. Peki, savurganın mirası yoksa? Onlarda yüzme bilmeden denize atlamış sayılır.

Haraç yedi; Bu, açıkça yasalara ters düşen bir ifade değil mi? Dünyanın her ülkesinde böyleleri vardır. Bazı ülkelerin yönetimleri onların arkasındadır. Bizim ülkemizde de falanca filanca mafya babaları açıkça konuşulur ve hiçbir devlet yöneticisi ve savcısı, onlara sende kimsin demez. Hatta bazıları siyasi parti adına çalışıyor görünür(Ülkücü mafya gibi). Yani bazıları emrivaki, bazılarıda kendiliğinden oluşup, işlerini diledikleri gibi sürdürürler.

Hak yedi; Sıraladığımız guruplarda hak yemeyen yoktur. Ancak kimse siyasetçilerden bunu beklemez. Ama en çok haksızlığı ve yasalara uymamayı onlar yapar. Örneğin, devlet işi liyakat ister ama yandaş işi olur. İhaleler işinin ehli şirketlere verilir denir o da yandaşa verilir. Saçı bitmedik hakkı denir, saltanat yarışı yapılır. Adalet istenir adaletsizlik yaratılır. Yani bunlar, sıralamakla bitmez. Siyasette savurganlığı bir örnek ile tamamlayalım. Yakın zamanda Karadeniz illerinden birine sel felaketi için aynı günde üç bakan, üçü de ayrı jet uçağı gitti. Böylesine savurgan adam bakan olur mu?

Enayi parası yedi; Şimdi sıra, hiçbir iş yapmadan ömürleri boyu abanarak, köpürerek hak yiyenlere geldi. Bunlar, ülkeye ve millete ihanetin şampiyonudur. Yanındakileri köle görür. Şıhım diyerek sokulanlar, neyi varsa onlara hibe eder, yine doyuramaz. Bu yüzden onlara enayi hakkı (parası) yiyenler demeyi tercih ediyorum.

Kadına şiddet ve istismar ile başlayıp devam eden seride, kadına şiddetin aktörlerine farklı açıdan bakmaya çalıştım. Kadın haklarını sağlayamamış hiçbir millet çağdaş olamaz. Eşi olan 3-4 hanımı birbirine bağlayıp sokaklara taşan arap kepazeliği, deri kemik yaşam savaşı veren Afrikalılardan çok daha kötüdür.

04.09.2019

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s