Hutbe

Tanımı ve amacı, camide, cuma namazından önce ve bayram namazlarından sonra minberde okunan dua ve verilen öğüt. Evet, internet kaydındaki hutbe tanımı budur ama bana göre, camideki din görevlilerinin üstteki yer ve zamanlarda, topluma içinde bulunduğu şartların konu edildiği durum değerlendirmesidir. Yani hutbe’nin amacı sadece öğüt değildir. Başka tanımla, geçmişten geleceğe tüm zamanlardaki, toplumu ilgilendiren önemli olayları özetleyerek sunmasıdır.

Yaşarken epeyce eleştirdiğimiz Rahmetli Süleyman Demirel’in kıymetini kaybettikten sonra anladık. “Okula, Camiye ve Kışlaya politika asla girmemelidir.”sözünü, o çok sık kullanırdı. Bu gün 29 Ekim 2022 Cumartesi ve Cumhuriyetimizin 99.yaşgünüdür. Dün İslam ülkelerinin hutbe’siyle ünlü Cuma namazının kılındığı gündü. Hutbeyi hazırlayan Diyanet işleri Başkanlığı, Cumhuriyeti kurup ilk olarak Diyaneti oluşturan da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Dün(28.10.2022) için diyanetin hutbe konusu aile idi, aile konusuna karşı değiliz, çünkü her birimiz aile fertleriyiz ve önemsiyoruz. Üstelik diyanet’te, bu konuyu çok anlamlı ve güzel olarak hazırlamıştır. Ancak, Cumhuriyetin 99.kuruluş yıldönümüne sadece bir gün kala, Cuma hutbesinde konu cumhuriyet olmadıysa bu işte açıkça kasıt vardır. Bu hükmümüzde haklı olduğumuzu, geçmişteki benzeri Cuma hutbelerinde tarihi günleri konu edilmeye çalışılmasıyla kanıtlarız. Çünkü senede 52 Cuma olup,  aile konusunun diğer haftalarda işlenebilmesi mümkündür.

FETÖ soru hırsızlığı ile okulları, promosyon ve dindarlık iddiaları ile camileri, askerlik yapmamak için çareler aramakla da kışlalar siyaset ile kirlenmiştir. Türk toplumu hiçbir zaman bu duruma düşmemiştir. Sebep olanları dürüst, ahlaklı ve iyi Müslüman olarak göremeyiz. Halkımızın bu kriterler ile sandığa gidip oy vermesi devam ettikçe, ülkemizin çağdaş olamayacağı kesindir.

1950 sonrasındaki 72 yıl boyunca meydanlarda demokrat olma naraları ile toplumun demokrasi ile yönetildiği söylemi sadece sözde kalıyor. Demokrasiyi yaşamanın asıl şartları çağdaş eğitim, ekonomik bağımsızlık, fırsat eşitliği, verimlilik, adalet, liyakat, inanç özgürlüğü, kararlı dış politika, planlı yönetim ve ulusal dayanışma, özellikle son yirmi yılda rafa kaldırılmıştır.

Diyanet’in var oluş amacı siyasetin ve tarikatların arka bahçesi olmak değildir. 150 bin çalışanının maaşlarını ödeyen siyasi yönetim ve tarikatlar asla değil, halktır. Bütçeden ayrılan iki-üç icracı bakanlığın ödeneği yetmiyor, her Cuma ve Bayramlarda halktan para topladığınızı unutmayın. Buna rağmen tarikat ve siyaset baskıları ile hutbe hazırlanması büyük haksızlık, hatta ihanettir.

Evet, ülke yönetiminin adı, böl parçala ve siyasi rant elde et sistemidir. Son dört yıllık yönetim sistemi ile 80-90 milyonluk bir devletin yönetilemeyeceği anlaşılmıştır. Ben yaptım oldu diyerek hesapsız ve savurgan yönetim ile çöken bir ekonomiye varıldığını görmeliyiz. Aksi halde işsizlik ve adı belirsiz vergiler çoğalacaktır. O zaman, başımızı duvarlara vuracağız, çünkü bu ülkenin varlığını sağlayan ve patronu sadece halkıdır.

30 Ekim 2022

Hüsnü ARSLAN

Yorum bırakın