Depremden Ranta

Bu gün önemli bir günün 23. yıl dönümüdür. 17 Ağustos 1999 gece saat 03:02 de merkez üssü Gölcük olan ve 7,4 şiddetindeki depremi kopuksuz 45 saniye korkuyla yaşadık. İşte o 45 saniye, ekonomik değerlerimizin %20’inin yok olduğu zamandır. O günün hükümeti, olayın etkisine karşı oldukça radikal önlemleri alıp yaraları sarmak için uğraşmıştır. Sonra gelenler, onca mağdur insanları kenara itip özelleştirme ve dönüşüm adıyla her yeri ranta çevirenlerdir.

Bu resim, 17 Ağustos 1999 depreminden bir görüntüdür.

Anadolu’muzun tümüyle deprem kuşağında olduğunu biliyor ve yaşıyoruz. Ama buna rağmen depremi yaşadığımız an sızlanıyor ve sonra hiçbir şey olmamışçasına devam ediyoruz. Bu da bizim yumuşak karnımızdır. Özellikle İslami kültürü sorgulamadan ve anlamadan kadercilikle kabullenen toplumumuz, kendi öz benliğine has cesaret ve vatan sevgisini törpüleyenleri dahi göremez olmuştur. Mesela bu gün ön planda olan, “Vatan mı, Ezan mı” desen, ezan öne çıkar. Çünkü Arap toplumunun vatan bilinci yoktur. Onlar vatan için savaşıp şehit olmayı bilmezler.

23 yıl önceki büyük doğal afette, sivil asker herkes, enkaz altından “beni kurtaracak yok mu” feryatlarına ulaşmaya çalıştılar. Ama bir yobaz çömezi bu depremin oluşunu özellikle Gölcük garnizonunda içki içilmesine ve ahlaksızlığa bağlı dedi. Daha sonra bu yaratığın ahlaksızlık videolarını da gördük. İlk üç yıl boyunca deprem ile ilgili Hocalar, bilimsel veriler ile depremin tekrarındaki muhtemel zararları anlattılar.

Olaylar, daha az şiddette de olsa sıklıkla devam etmektedir. 03 Kasım 2002 (39 ay sonra) seçim oldu ve halk, deprem sıkıntılarının sorumlusunu o zamanki iktidar gibi gördü. Depremi anlatan Hocaların bazıları vefat etti ve çözümün hemen olmayacağı belliydi. Hemen %2,5 oranında deprem vergisi başladı ve yazılıp söylenenlere göre 82 milyar TL birikmiş ama yerinde yeller esiyor. Soruluyor, “biz hesap vermeyiz” yanıtı alınıyor. 15 Temmuz şehit paraları, Merkez Bankasından yok olan 128 milyar USD ve benzerleri de aynıdır.

Evet, öyle veya böyle 20 yılımız geçmiş işsizliğimiz ve enflasyonumuz ortada, iktidar aynı, savurganlık ve saltanat için para var ama derdimize çare yoktur. Demek ki, mesele alnı yere değmesi değilmiş, mesele alnı değdiğinde olunması gibi olmakmış. Keşke bunu her seçmenimizin de değerlendirmesi bir mümkün olsa…

17 Ağustos 2022

Hüsnü ARSLAN

Depremden Ranta” için 2 yorum

  1. Sakarya Yenihaber gazetesinde çalışırken, depremde zarar görmüş binaların yıkılması hakkında haber yapmıştık. Bu konuda yapı denetim raporları, araştırmalar ve alınan meclis kararları vardı. Üzerinden 7 sene geçti hâlâ o binalar maalesef duruyor. Herhalde doğal yöntemler ile kendiliğinden yıkılması bekleniyor.

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s