Bu yıla, 2023 yılına karamsarlıklarla başlamıştık. Salgın, kötü ekonomik koşulların işsizlik ve enflasyonu artırmasına, güneydoğu’nun deprem ve sel afetleri tuz biber olmuştur. Yıl başlamadan önce faturaları ve ısınma giderlerini düşünürken, buna deprem giderleri ile seçim giderleri eklendi. Sonra da, kurak geçen kış mevsimi yüzünden barajların boşalması, yaz susuzluğu endişemizi artırdı.
Susuzluk asla kader değildir. Örneğin, Ortadoğu ve Afrika’nın kuzeyindeki çöllükler neden ve nasıl oluşmuştur? Mutlaka, güneşe daha yakın oluşu ve daha sıcak iklimin etkisi vardır. Ama daha çok, insanlarının yeşil doğanın faydalarından uzak, miskin ve tembel olmasındadır. Binlerce yılın çölünü oluşturma iddiasını, son 75 yıl boyunca yeşillendiren İsrail toplumu kanıtlamıştır.
Evet, su hayattır. Söz konusu hayat olunca, büyük uğraşılar ve harcamalar ile denizin suyu damıtılır ve canlara can katmak için kullanılır. Bunca zor şartlarda ürettikleri bitkilerin tohumlarını dünyaya satılıp ekonomik çıtalar yükseltilir. Araplar ve arap kafasında olanlar, petrol bitince nasıl yaşayacaklarını düşünemezler. Ülkemizin son 20 yılı arap hayranı yönetimleri, gördükleri her yeşili yok etmesi sanırım bundandır.
Karadeniz yöresinin dünü ve bu günü üzerinde durmamız gerekir. Ben orada doğdum ve ilk 15 yılımı yaşadım. Yerleşim yerlerimiz dere yataklarında değildi. Dere yatakları yerleşimleri demokratlık ile başladı. Onların, arap kültürü kafalarında, kadercilik fıtratlarında ve rantçılık akıllarındadır. Yani, yerleşim için kolay ve rahat görünen dere yataklarına yönlendirilmenin rantına sandıktan çıkarak ulaşmışlardır.
Zaman ilerledikçe sel afetleri, dere yataklarında oluşan kirlilik için cezalandırınca, kader diyerek örtbas etmek istediler. Afetler sıklaşıp büyüyünce görmezden geldiler. İşin içinde rant olunca, sanırım doğaya meydan okumak kolay olmaktadır. HES adıyla kurulan tesislerin asıl amacı, dere yataklarındaki kum rezervini, kırılan kayalıklar ile yapılan çakılı inşaat rantına kazandırmaktır. Yani Hidro Elektrik Santralı(HES), aldatıcı maskesidir.
Son 21 yılın iktidarı dönüşüm diyerek büyük kentlerin önemli yerlerini, sağlam konut diyerek küçük kentleri, HES diyerek Karadeniz orman içi derelerini, kolay yerleşim diyerek dere içinde kasabaların oluşmasını kullanmıştır. Sel sürüklemesine, deprem vurmasına ilahi kader, sonrada helallik istiyorum diyerek konu kapanıyor. Şimdi yıkılan yerler için yeni bir seçim manevrası ile başlanan konutları yine yıkılmaması için nasıl güven verecekler bilmiyoruz. Bu yüzden, sürüp giden tek ayaküstündeki yeminleri unutmayalım.
İlahi kader ile kandırıldık ama 50 gün sonra, bizi tekrar kandırmak isteyeceklerini ve yirmi yıllık koltuk sevdalarını unutmayalım. Her şeyimizi kendimiz üretirken, bu gün borç alarak dışarıdan geleni yiyip, içip, giydiğimizi unutmayalım. Ormanı, zeytinliği ve tüm yeşilliği yok ederek doğamızı susuz bıraktıklarını unutmayalım. Kadınlarımıza sesleniyorum, sosyal haklarınızı geri alıp şiddeti size reva görenleri unutmayalım.
25 Mart 2023
Hüsnü ARSLAN