Zafer Bayramı

Biz Türk Milletiyiz, bizim, bayramlarımız olması gereken nice zaferlerimiz vardır. Atatürk demiş ki, zafer, zaferi idrak edenlerindir. Atatürk ne söylemişse doğru çıkmıştır. Çünkü onun yaşamındaki değişmez kural, Türk toplumunu layık olduğu yere taşımaktır. Bir asır sonra bu gün, zaferleri tartışıyorsak, birilerinin layık olmadıkları yerlere gelebilmiş olmasındandır.

Türklerin, Anadolu’yu vatan kabul ediş süresi bin yılı çoktan aşmıştır. Bu zaman içinde Anadolu’nun eski sakinleri ve çevresindekilerin direnişleri olmuştur. Biz bir yöreye vatan dedik mi, orayı korurken ölmek var dönmek yok deriz. Bu, asla desteksiz atış değildir. Çünkü sadece Anadolu da kurulan uygarlıklara bakınca anlaşılabilinir. Her karış toprağı halkın kanıyla sulanmıştır tanımı da, en gerçekçi bir başka ifadedir.

En uzun süreli Türk uygarlığı olan Osmanlı, sayısız seferler ile üç kıta üzerindeki koca bir imparatorluğa yeniçeri gibi kapı kulları ile değil, Anadolu’nun kahraman Türk evlatları sayesinde oluşturmuş. Osmanlı, neydu belirsiz anaları dolaysıyla aslını inkâr edebilmiş ve melezlikleri tükeniş nedeni olmuştur. İşte Atatürk, bu tarihi gerçekleri bilerek, Türk milletine iadeyi itibar kazandırmıştır.

Sosyal medyada bu gün, kolları bacakları olmayan bir gurup Kurtuluş Savaşı gazileri resmi paylaşıldı. Kurtuluş savaşı şehit ve gazileri yüz binler ile ifade ediliyor. Ama arda bir örneğin, sevda tepesi filanca arap’a satıldı, hatta 500 bin dolarlık mülk alana vatandaşlık verileceği söyleniyor, veriliyor da… Şimdi bu kararları alıp uygulayanlara sormak istiyorum. Yüz yıl önce yalın ayak ve aç karna Afyon’dan İzmir’e gidilmeseydi, o şaşalı sarayınızda oturup uçan sarayınızla nasıl gezecektiniz?

Yakın geçmişte üç yıl TBMM Başkanlığı yapmış Sn. İsmail Kahraman, yaşlılığının arkasına sığınarak Zafer Bayramını küçümseyip maksadını aşan açıklamalar yapıyor. Bende onunla yaşıt biriyim, yaşlılığın etkilerini biliyorum ama yine yakışmadığını söylemek istiyorum. Sizler her konuda reformist görünmek istiyorsunuz. Yaşlılıktan söz açılmışken, neden siyasetçilere yaş sınırı getirmekten korkuyor sunuz?

Evet, büyük Atatürk, “Zafer, zaferi idrak edenlerindir.” demiş ve Büyük Zaferin tüm sorumluluğunu üslenmiş. Sonra da kolları sıvayıp kurduğu çağdaş devleti tüm dünya milletlerine onaylatabilmiştir. Başkent bozkır Ankara’da ve kıt imkânlarında onlarca devlet ve hükümet başkanlarını yarattığı itibarı ile bir araya getirebilmiştir. Hem de, bildiği dört yabancı dili kullanarak, Türk devlet erkânının hazır olduğu bir ortmda…

Zaferin diğer bir güzel yüzü de, İslam toplumlarının kötü kaderi köleliği sonlandırıp çağdaşlığa, pozitif bilime ve dışa bağımlılığa karşı kazanımlardır. Oluşturduğu kurum ve kuruluşların ham maddelerinin yerli olmasını düşünmüştür. Zaten var olan Ziraat Bankası ile tarımı, Sümerbank ile Tekstili, aynı paralelde İşbank, Etibank, Şekerbank Tütünbank ve diğerleridir. Eğer buralar, amaçlandığı gibi finans görevini sürdürseydi yani, demokratlık adına çarçur olmasaydı, kalkınmanın adı zıplama olurdu, zıplama!

Büyük liderlik, koltuk ve saltanat için seçim taarruzu demekle olmuyor, kul hakkı ve adaleti ile liyakatli, özverili çağdaş medeniyete yönelmekle oluyor. “Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” diyerek, geleceğin ihmal ve hatalarına dikkat çekip, zaferlerin önemini uyarmakla oluyor.

31 Ağustos 2022

Hüsnü ARSLAN

Yorum bırakın