Uçtu Uçtu, Kuş Uçtu

Bizim eğitimimiz, her sabah “Türküm, doğruyum” ile başladı ve “Uçtu, uçtu, kuş uçtu” ile devam etti. Daha öncekileri de mahallemizin imamının, Güzel Türkçemizin seslerine uyumsuz arap alfabesini “üsre esre, ayın kayın” diye yıllara varan emek, ama okuyup yazabilmek için bir o kadar daha uğraşıldığından anımsıyorum. Uçtu kaçtı ile geçen bir asır(yy) sonunda insanlarımız bilim ve sanatta biz de varız dediler. Ama imamlık için girilen papağanlık sisteminde, dünya eğitim düzeyinin bilimsellik sıralamasında yeniden listenin sonuna indiğini gördük.

İki gün sonra (24 Kasım 2023) bu yılın Öğretmenler günüdür. Cumhuriyetin 10.yılı 23 Nisan’ından itibaren ilkokullarımızda andımız okunarak başlayan eğitim, 80 yıl sonra 2013 yılı PKK ile çözüm süreci bahanesiyle durdurulmuş ve 2021 yılında Danıştay kararıyla “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım. Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.” şeklindeki andımız yasak hale gelmiş, eğitim de artık, “uçtu, uçtu, kuş uçtu” ile değil, “hu…” çekerek devam ediyor.

Eğitimde temel öğeler Öğretenler(Öğretmenler), Öğrenenler(Öğrenciler) ve bunların bileşkesi olarak ortaya çıkan sonuç, katma değer üreten toplumdur. Katma değer üreten toplum olmanın şartı,  yaptığı ya da yapacağı işi için aldığı eğitim ile liyakat kazanmasııdır. Yani, eğitimli bir çalışan daha verimli ve kaliteli ürün üretme yeteneği elde eder. Bu da çağın gereğine uygun eğitim demektir. Şimdiki dindar eğitimcilere ve velilere soruyorum. Günde toplam 2 saat namaz kıldırmaktan başka becerisi olmayan imam ne kadar katma değer üretebilir? Atölyelerde, bahçe ve tarlalardaki ürünlere ne ölçüde destek sağlayabilir?

Önce, “hu” çekme düşüncemizi açıklayalım. Çağdaş eğitimin temel kuralı düşünce ne olursa olsun sorgulayarak anlamak ve liyakat kazanmış birey olmaktır. Bu yöntemi hiç aksatmadan uygulayanlar bilinçli, daha çok iş ve aş sahibi olurlar. İnancına dair eğitim de olsa sorgulamak mümkündür. Aksi halde doğruya ulaşılmaz. Örneğin, araştıran üniversitelerde olay çıkaran öğrencileri göremezsin. Eğer öğrencisinin ve çalışanın liyakat sorunu varsa oralarda hu çekenler çoğalır. Öyle olduğu için din görevlerinde, dini vakıflarda, tarikat ve cemaatlerde kafalar kötülüğe daha yakındır.

1950’li yıllarda, ortaokul ve lise öğretmenlerimi her anımsadığımda içimi sızlatan duyguya kapılırım. Çünkü matematik öğretmenim, dersini anlatırken, inci gibi yazsı ile tahtada türkçe sayfası oluşturup imlası, anlamı ile örnek olur, keza türkçe hocamız da ifadeleri arasında kullandığı rakamlara dikkat ederdi. Bunu yaparken, biz, İsmail Hakkı Tonguç’un yetiştirdiği öğretmenleriz derlerdi. İç sızlatan tarafına gelince, onlar asla emeklerini esirgememişlerdir. Ben 83 yaşımda olduğuma göre onların tamamı Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Ruhları şaad olsun.

24 Kasım, aynı zamanda büyük önderimize TBMM üyeleri tarafından “Başöğretmen” unvanı verildiği tarihtir. Onun öğretmenlere verdiği değeri hepimiz biliriz. Çalışma hayatımın başında iki yılım öğretmenlikte geçti, yani öğretmen olmanın duygularını tadan olarak, bu gün görevde olanları kahreden sıkıntıları yeterince biliyor, hak ettikleri gerçek değerlere kavuşmalarını diliyorum. Öğretmenler Günümüz Kutlu Olsun. Saygılar sunuyorum.

22 Kasım 2023

Hüsnü ARSLAN

Uçtu Uçtu, Kuş Uçtu” için 2 yorum

  1. Eskilerin müfredatları denk geliyor bazen ve görüyorum tam bir eğitim ve öğretim mevcut. Şimdiler de ise eğitimi geçtim öğretim bile şüpheli. Halbuki ne güzel hayat bilgisi derslerinde terbiye saygı gibi çok güzel kavramlar olurdu. Ailenin veremediği eğitim okulda verilirdi.

    Beğen

Yorum bırakın