Ek Bütçe

Yürütmenin 2022 devlet bütçesi ilk altı ayda tükenmiş ki, 21 Haziran 2022 de (dün), Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden, tükenmiş bütçeye yakın yeni bir bütçe yetkisi istenmiştir. Kararname ile her türlü uygulamayı yapabilen tek adam yönetiminin, ek bütçesi için TBMM’den yardım istemesi hoştur. Bir asırlık cumhuriyet döneminin en büyük ek bütçesinin rakamlarına boğulmadan, sade bir vatandaş görüşü ile istenilen yetkiyi, özetleyerek anlatmaya çalışacağım.

Toplumlarda en büyük birim devlet, en küçük birim de ailedir ve bütçelerinin işleyiş şekli yakındır. Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaklaşık 20 milyon aile olup ortalama bir ailedeki nüfusu 4 kişidir. 80 milyon kişi çoğunlukla bir partiyi ve başındaki kişiyi seçerek kendilerine yönetici yaparlar. Aile yönetimi ise, ailenin en yaşlısı ya da aktif olanıdır. Eğer aileleri yönetenler, bütçesini böyle yarı zamanda bitirirse, halkın onlara “Hesapsız, bonkör, hovarda, ayyaş ve kumarbaz” gibi yakıştırmaları olur.

Peki, devleti yönetenler 12 aylık bütçesini 6 ayda bitirince, yönetime, söz konusu aile yönetimlerine söylenen yakıştırmaları söylesek, hemen hakaret davası açarlar. Birde bunların etki gücünü eklersek, hemen cezaları kesilip infazları başlar. Sonra bunlar, meydanlara çıkıp demokrasi naraları atarlar. TBMM’nin, Muhalefetin, Sayıştayın ve halkın, bu parayı ne yaptın sorusuna, “ben kimseye hesap vermem” diyebiliyorsa demokrat olabilirler mi?

Tam yıllık bütçeyi 6 ayda bitirdikten sonra yine bir o kadar bütçe nasıl toplanır? Yılın başındaki bütçenin yükünü %100 ile 400 arasında artan fiyatlara göğüs geren halkın taşıdığını bilmeyenimiz kalmadı. Şimdi, ikinci altı aylık bütçenin parası, zorunlu mal ve vergileri yeniden şişireceğini çocuklar dahi bilmektedir. Azgınlaşmış enflasyon şartları, işsiz veya güdük kalmış kazançlı aile bireyleri ile daha da zorlaşmıştır.

COVİD-19 salgını, tüm milletleri etkiledi ama biz, yanlış ekonomi yönetimi yüzünden on ve yüzlerce kat fazlası ile zarardayız. Üstelik buna, 20 yıl deneyimli bir yönetim sebep oldu. Kazançlar, enflasyon farkının yarısı kadar artmazken, halkımızın refahını artırma algısı yaratanlar, hatalarını çoğaltıyorlar.

Durumumuzu anlatmanın, aile yönetimlerine yakıştırılan “hesapsız, bonkör ve hovardalık” ile mümkün değildir. Ayrıca yüz ayyaşın zararı, bir kumarbazdan daha az olacağını bilmemiz gerekir. Saçı bitmediklerin haklarını sorumsuz ve hesap vermeden kullanmanın zararlarını sizler değil bizler çekiyoruz. Ekonomik çöküntümüzün tek sebebi, hak ve adaletten uzaklaşmış olmaktır.

Milletimiz gölgesinden korkar olmuşsa sebebi adaletsiz, liyakatsiz, aşırı bencilliktir. Yandaş kayıran, kutuplaşan, ben yaptım oldu diyen bir anlayışın hataları devamlı ve çoktur. Halkımızın, ibadet ile ticareti ayırabilmesi, inanç ile aldatılmaması için elzemdir. Alnı yere değen ile geldiğimiz uçurumun kenarından, vicdanı sızlayanlar ile kurtulabileceğimizi de anlamamız gerekir.

23 Haziran 2022

Hüsnü ARSLAN

Yorum bırakın