Köle Pazarı

Milli Bayramlarımızın 3.’sü, 30 Ağustos 1922 Kurtuluş Savaşımızın 101.yılının Zafer Bayramını da kutladık. Son 21 yıl boyunca milli bayramlarımızın önüne takoz koyma çabaları vardı ama yinede tümüyle yok sayılmadığı için şükrediyoruz. Çünkü Kurtuluş savaşımızın sonunu belirleyen büyük zafer sonrası nelerin değiştiğini ve ulusumuzun bu değişimlerden nasıl etkilendiğini, değişim öncesinin en çok yürek yakan “Köle Pazarı”nı öne çıkararak anlatmak istiyorum.

Dinlerin insanlara ilk ulaştırıldığı hali ve yazılı belgeleri kitaplarına uyulmayışı yüzünden, yararlarından uzaklaşılmıştır. İslamiyet ve kitabının değişmemiş oluşuna rağmen, bu ilahi gücü yaşamlarına araç haline getiren şeytanlardan zarar görüldüğü açıktır. Örneğin, İslam’ın başlangıcından 1401 yıl sonra, yani 2011 yılında Suriye iç savaşına katılan İŞİD kepazelerinin ilk işi, bölge kadın ve çocuklarını köleleştirdi, bir süre birlikte oldu, daha sonra diğer arap ülkelerine satarak para kazandı ve de bunlar, İslam adına yapıldı.

Uzun Osmanlı döneminin özellikle hilafetin başlamasından sonra, kölelik ve köle pazarlarının varlığına dair kayıtlara rastlıyoruz. Bu kapsamda yazılanlarda, ayrıca hilafet öncesinin Osmanlı sultanları Müslüman olmayan kadınları, sarayda cariye olarak tutmuşlar. Sonraki dönemlerde ve değişik bölgelerin ağa, şeyh gibi nüfuslu kişilerin himayelerine kattıkları mağdurları ömür boyu işlerini yaptırmışlar.

Evet, bu iki zamana göre açıklamalardan, toplumumuzda köleliğin yaygın olduğu anlaşılıyor. Önemi gereği Cumhuriyetin ilk işleri arasında köleliği yasaklama olmuş ve uygulanmasında sancılar yaşanmıştır. Zaten buna, Atatürk gibi güçlü bir lider olmasaydı cesaret edilemez ve başarılamazdı. Demokrat iddialı liderler, makamlarda devam bencilliği yüzünden, tarikat ve cemaatleri hortlattığını görüyor ve yaşıyoruz.

Cumhuriyet ve ilkelerinin hedefi, toplumumuzun geçmişinden kaynaklı bağımsızlık özelliğini geliştirmektir. Çünkü bozulmuş Osmanlı otoritesine uyumlu hale getirmek, hilafet yoluyla ithal edilen arap kültürü baskısında tutup,  Türk kimliğini sıfırlanmak istenmiştir. Osmanlı çöktü, milletimiz ve dünya bu ucubelikten kurtuldu. Ama arap kültür baskısı maalesef devam ediyor. Destekleyen, PKK ve FETÖ benzeri örgütleri besleyen ABD, birde sırtını ABD’ye dayamış siyasilerdir.

Cumhuriyetin halkımıza neler kazandırdığını anlamak için son 21 yılda yok edilenleri ve bu zamanda artan köleliği bilmek yeter. Daha önce de belirttim, cennet için bilet uğruna özgürlüğünü satan sayıları devamlı artıyor. Tarikat ve cemaat üyeleri sayısı bu gün yaklaşık 6 milyondur. Ayrıca 3 aile ferdi ve seçmen olarak düşündüğünüzde 12 milyon olur. Seçim barajı için 4 milyon ve barajdaki üç parti veya toplam seçmenin %20’sidir. Bunlar, iktidarı ve cumhurbaşkanını belirlemeye yetmez mi?

Yettiğini seçim sonuçları ile görüyoruz. 6 Şubat 2023 deprem bölgesi kazananlarının durumu da bunun kanıtıdır. Aslında bu oylar geçersizdir, çünkü demokraside oy kullanma hür irade ister. Ama oyların %20’si talimat ile kullanılan oylardır. Ne yazık ki artık kölelik, yüzde elliyi geçmiş demektir. %1,5 oy farkı ile seçilen cumhurbaşkanı, %20 oy deposuna devlet imkânlarını peşkeş çekerse, onu kimse suçlayamaz.

03 Eylül 2023

Hüsnü ARSLAN

Yorum bırakın