Bu gün yine bir Milli Bayramımız var, adı “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı”dır. Bu milli bayram, 1935 yılından itibaren değişerek var olmuş ama 2012 yılından sonra da soğukta üşümeyelim diye yok edilmek isteniyor. Bayram eylemleri, yıllar boyunca karamalar ile karşılaşmıştır. Son 11 yılda, bitirilmeye uğraşılmasına rağmen çok şükür toplumca kabul görmemiştir. Bayramın tarihi gelişimi biliniyor. Bu yüzden az bilinenleri üzerinde durmak istiyorum.
Bu bayram, ilk olarak 24 Mayıs 1935’te ATATÜRK GÜNÜ olarak son ilan edilen milli bayramdır. 20 Haziran 1938’de GENÇLİK ve SPOR BAYRAMI olmuş ve Atatürk’ün yüzüncü doğum yılında ve pek çok kararlarına karşı olduğumuz 12 Eylül darbecileri, ATATÜRK’ü ANMA, GENÇLİK ve SPOR BAYRAMI olarak değiştirmiştir.
Bayramın adına, “Atatürk’ü anma” üzerinde de durmak istiyorum. Atatürk, yaşarken aldığı kararlar ve hayata geçirdiği kurumlar ile zaten dünya lideri olmuştur. Vefatı sonrasında geçen 85 yıl boyunca ona olan ilgi hep artmış, ülke ve dünya gündeminde kalmıştır. Zaten 12 Eylül darbecileri gördükleri bu gerçek dolayısıyla, bu bayrama “Atatürk’ü anma” eklemesi yapmışlardır.
Atatürk’ün çevresindekilerin, onu anma yönünde çabaları olsalar da, hiçbir zaman kendinden bu yönde talep olduğu belgesine rastlamadım. Örneğin, “Atatürk günü, her yerde gördüğümüz heykeller ve büstler, en önemlisi de Anıt Kabir.” O hurafeden zaten uzak bir liderdir. Sağlığındaki konuşma kayıtlarında, mezarım için şurada ve şöyle bir yer olsun talebini göremezsiniz. Naşının yıllar sonra rasat tepede olacağını nasıl düşünebilir ki?
Heykelleri, tarihe ışık tutan zamanın önemli belgeleridir. Kurtuluş Savaşının, sonraki nesillere anımsatmak istemesinden doğal ne olabilir? Onun zamanında yapılanlarda, kendisi ile birlikte savaşanlar da görülmektedir. Heykellerin anlattıkları asırlarca sonra yaşayanlarda bıraktığı intibalar çok farklıdır. Daha farklı bir örnek verelim. Ankara Eskişehir yolu üzerinde Sivrihisarda olan Nasrettin Hoca heykelini yerinde görmek, resmini kitaplarda görmek farlı olmaz mı? Halkımız mazisini hiç bilmediği bir türbeden dilekte bulunmakla heykele bakmak arasındaki farkı da bilmektedir.
Birazda Atatürk’ü anma bayramının bitirilişi üzerinde duralım. Biliyorsunuz AKP, 21 yıl önce 03 Kasım 2002 tarihinde %34 oranında oyla ama TBMM’nin %75 üyesi ile geldi ve o gün bu gün hep devlet koltuklarındaki saltanatları devam ediyor. Önce AB üyeliği dediler, samimiyet gösteremedikleri için dışlandılar. 2007 seçimlerinde FETÖ mensupları ile kol kola oldular ve Ergenekon ile TSK’ne kumpas kurdular. 19 Mayıs 2012 den itibaren de gençleri üşütmeyelim diyerek bayramı bitirmeye uğraşıyorlar.
Evet, Milli bayramlar vatan millet sevgisi içindir. 21 yıl sonra yaşanmaz hale gelen ülkede amaçlanan koltuk sevdası, para aşkı, sığınmacı sevgisidir. Ölene uğurlar olsun, kalanlar bizden olsun düşüncesi var. Bunun için de, tarikat şeyhi önünde hayran, kafa kesenler ile sandıkta bayram olunuyor. Andımız yok, TC de olmasın, emeklinin kökü kurusun ve her taraf dikensiz gül olsun. Hak yok, Hukuk yok ve adalet hiç yok. Ne güzel dünya değil mi?
19 Mayıs 2023
Hüsnü ARSLAN