İttifak

Türkçemizin çok kullanılan sözcükleri arasındaki ittifak, değer yargıları ile yapıcı ve olumlu olması dikkatimizi çekmektedir. Mesela, 1. Dünya savaşında savaşan ülkeler beraber ise “ittifak devletler”, ayrı ise “itilaf devletler” olarak anılırlar. 2018 yılından sonra ülkemizde uygulanan Cumhurbaşkanlığı(tek adam) sisteminde aynı görüşü benimseyen siyasi partilerin birlikteliği de ittifaklar olarak tanımlanıyor. Kesinlik olmasa da hedeflenen 14 Mayıs 2023, seçim için halen belirlenmiş ve Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı ve onların Cumhurbaşkanı adayları düzeni esası ile olacaktır.

Öncelikle seçimin belirsizliği üzerinde duralım. 16 Nisan 2017 halk oylaması ile kabul edilen Anayasa değişikliğine göre 20 Haziran 2018 seçiminin beş yılı 18 Haziran 2023 de sona erecektir. Yani, seçimin hafta sonu yapılacağı için bu seçim 18 Haziran 2023 sonrasına kalmaması gerekiyor. Seçim tarihini öne alarak değiştirme yetkisi TBMM’ nin 400 Milletvekili’nin istemesi veya Cumhurbaşkanı’nın Meclisi feshi ile mümkün. Bu şartlara göre seçim tarihine, Cumhurbaşkanı 14 Mayıs 2023 demiştir.

Şimdi gelelim ittifakların yararları ile zararlarına; Esasta yararı, gerçek demokrasiye çok yakın ülke olmaktır. Zararı ise, demokrasiye laf olsun diye bakmaktır. Bunların ayırımını, seçime katılan siyasi partilerin sayılarından anlayabiliyoruz.

Gerçekten demokrat milletlerde, seçimlerin oy pusulasında parti adı beşi geçmiyor. Cumhurbaşkanlığı seçilme barajı %50+1, Parti barajı %7 üzerinde iken seçilmiş olunuyor. Böylece, çok parti seçilme olasılığı azalıyor ama daha az partinin daha çok milletvekilli gurupları oluyor. İşte bu yüzden, küçük partiler diğer partiler ile ittifak yapmak istiyor. Yani, ittifak olmadığında baraj altı partileri çoğalıyor. Barajların ve ittifakların amacı parti bölünmelerini azaltıp, siyasette kolektif anlayışı geliştirmektir. Bir ara oy pusulamızda 30’u aşkın siyasi parti ismi oluşunu hatırlarız. Eğer tek adam sistemi hesap veren ve özverili olsaydı belki ama ne yapalım zararları çok olmuştur.

Evet, amaçlanandan fazla yetkiler aldılar ama verdikleri hiçbir sözü tutamadılar. Bu kardeşinize verin yetkiyi, sizi aya götüreceğiz dediler ama sokakta yaya gezemez hale getirdiler. Ekonomi çöktü, işsizlik arttı, enflasyon şahlandı, sağlık ve adalet yok oldu. Kentsel dönüşüm ile rant yaratmak, imar barışı ile hırsız çoğaltmak, verilen yetkilere rağmen kötü yönetmenin acı sonuçları değil midir?

2002 den bu yana altı genel seçim yapıldı ve Cumhuriyetin 100.yılındaki beklenen yedinci seçim de geldi sayılır. Andımız yasaklandı, Türküm demeden doğruyum, çalışkanım ve ayrıca daha çok dindarım diyerek 6 seçim kazanıldı. Şartlarımız ve yaşadıklarımız ortadadır. Bu dünyadaki sıkıntıların çözümü dindarlık ile olmadığını gördük. Yıkılan binanın, ölen on binlerin sorumlusu dindarlar olduğunu gördük.

Son on yılda sürekli çoğalan ve şu an en az on milyon sığınmacıyı aferin için besledik ve kendimizi onlardan daha zorda bıraktık. Bu yüzden yedinci seçim daha kritik hale geldi. Dindar ve doğrular önce bize, sonra da diğer milletlere, biz demokrasiye çok bağlıyız, seçimlerimiz dürüsttür denilecek sonuçlar bekliyoruz. Çünkü yapılan pek çok yanlışın zararı şaibesiz seçimler ile azalacaktır.

02 Mart 2023

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s