Kutsal Kitaplarımız

WordPress komşum ve arkadaşım Serkan Dinç Bey’in “Kitab-ı Mukaddes” yazısını okudum. O yazı bani tam 64 yıl önceki anılarıma götürdü. Dolayısıyla o yıllarda daha yalın yaklaşımlar ile başlayıp, bu gün günlerde metotlaşarak devam eden konuya hassasiyetini dikkate alarak katkıda bulunmak istiyorum. Aslında, siyasiler için seçim, bizler için geçim konularının hızı kesilmiş değildir. Ama hayatımızın hızlı seyreden inanç tarafının da unutulmaması gerekiyor.

Avrupa ile Ortadoğu’nun yerleşik milletleri arasındaki Anadolu’ya kara kedi gibi giren Türk milleti, bu önemli farkı kaybetmemiştir. İlk göçen öncülerimiz, Ortadoğu’ya yakın, dolaysıyla inançta İslamiyet yanında olmuşlar. Nedense, uhrevi inançların tümü Ortadoğu da ortaya çıkıp, medeniyet olguları olarak gelişmişler, kitapları üzerinden de hala rekabete açık olmaları devam ediyor.

Orta çağın son 150 yılında ve sonrasındaki 470 yılda üstte sözünü etiğimiz bölgede Osmanlı esintisi hâkim olmuştur. Buna bağlı olarak Avrupalı kabuğuna çekilmiş ve Orta doğulu da Osmanlıya teslim olmuştur. Ama Avrupalı İncil’ine, Orta doğulu da Kur’an’nına sıkıca sarılmışlardır. Biz kara kediler de, bu manzarayı tam anlamadan sadece sevmeye çalışmışız. Çünkü anlamak için hala kendi dilimizi ve kültürümüzü kullanmıyoruz

1940 – 1945 arası ikinci dünya savaşından dünya kabadayısı çıkan ABD’nin ilk işi bize gelip gerekli ayarları vermek, 14 Mayıs 1950 de istedikleri ekip Demokrat Partiyi (DP) seçtirmek olmuştur. Ben, 1955 ile 1960 arası Ankara da bu durumu gözlemleye çalışan bir öğrenciydim. ABD’nin varlığı sözde soğuk savaş bekçiliği ama asıl amaç, sinema filmleri araçlı Amerikan dil ve kültür propagandası yapmak ve ticari imkânlar kazanmaktı. Üstelik bu aşırı güven ile istedikleri olsun isteyip, olmayınca da darbelere zemin hazırlamaktı.

1960-61-62 yıllarında askerlik dönemim, Hakkâri ili Yüksekova ilçesi ve Büyükçiftlik köyünde öğretmenlik ile geçti. Görev dışı zamanımı, emanet olarak bulduğum “Varlık Yayınları” kitapları ile değerlendirdim. Bu kapsamda, dinler tarihi serisini unutabilmiş değilim. Tevrat ve İncil’i o kitapların yorumları ile tanıdım. Sanırım baskıdan çekinip daha sonra Kur’an da çıkacak dendi ama bir türlü çıkmadı. O yayıncı artık yok, şu an üç ayrı meal ve tefsir kur an’ım var ama hiç biri varlık yayını tarzı gibi etkili değildir.

Evet, ülkemiz üzerindeki ABD baskıları ve darbeleri sürüp gitti. Hiçbir zaman Vietnam ve Irak müdahalesi benzeri olmadı ama PKK, FETÖ ve Tarikatlar yoluyla cumhuriyet, demokrasi çıtamız hep aşağıya düşürüldü. 1990’lı yıllarda “Yüz yıllık ABD rüyası” diyen Uğur Mumcu’muz dahi bu kapsamda yok edildi. ABD, ikiyüzlü bir düşmandır. Ama aparat olarak kullanılanlardan özellikle devleti yönetenler hain sayılırlar.

Düşman, doğal olarak dilimizi, kültürümüzü, düşüncemizi ve inancımızı baltalayandır. Hain de en kısa tanımı ile düşmanın maşasıdır. Atamız bu sakıncaları bazı ilkeler ile safdışı bırakmak için yasalaştırmış ama hainler değiştirmiştir. Bağışlayın, ben amatör kafa ile Kutsal Kitaplarımız serüvenini önemli buluyor ama yorumum bu kadar oluyor.

07 Nisan 2024

Hüsnü ARSLAN

Yorum bırakın