Kim PKK’cı, Kim FETÖ’cü ve 128 milyar $nerede soruları, son 15 yılın en çok sorulan ilk üçü olabileceğini sanıyorum. Bu soruların, yaklaşan seçim öncesinde gündemde olacağından eminim. Biz bu kez sadece “Kim FETÖ’cü, üzerinde duralım. Aslında kim ne kadar FETÖ’cü olduğunu zaten biliyoruz. Ancak, 1966 sonrasında, 7 Başbakan ve 4 Cumhurbaşkanı FETÖ ile yakın teması olduğu halde, onun zararlı olacağını neden anlamamış olduğunu düşünelim. Yani FETÖ, sıradan bir seçim malzemesi değil, son 56 yılın çok ciddi bir siyasi hatası olarak halka anlatmak, sizlerin tarihi görevidir.
FETÖ konusu üzerinde üç önceki “Nasıl Bir Bayram” başlıklı yazımızda durulmuştu. Bu kez, farklı açıdan bakarak devam etmek istiyorum. FETÖ’ nün işe başlama tarihi 1966’dır. Bu güne kadar FETÖ ile görüşen Başbakanlar; Demirel, Ecevit, Özal, Çiller, Erbakan, Gül ve Erdoğan’dır. Cumhurbaşkanları ise, Evren, Özal ve Demirel’dir. Bu bilgileri zamanın gazete haberlerinden görüp okuduk, 15Temmuz olayı sonrasında günlerce TV’lerde konuşan FETÖ adamından dinledik. FETÖ, okulları ile popüler olmuş, daha çok kendi isteği ile görüşmeler yapması doğaldır.
Diğer taraftan, 1986’dan itibaren sınav soruları çalınarak askeri lise, harp okulları ve üniversitelere yerleştirilen öğrenciler, yandaş eleman yetiştirdikleri de duyuluyordu. Bu öğrenciler yaklaşık on yıl sonra iş başında olmuşlar ki, 1995 sonrasında FETÖ’nün devletin kılcal damarlarına kadar girin talimatlarını okumaya başladık. Gelişmeler, 28 Şubat 1997 olayına kadar sürdü ve bir süre sonra FETÖ ABD’ye kaçtı. İşte onun için 28 Şubat’çılar masum sayılır. Çevik Bir Paşa bu gün serbest kaldığını tesadüfen görmüş oldum(01 Ağustos 2022).
2007 seçimleri sonrasında FETÖ’cüler kendilerini saklamadı, zaten gerekte yoktu. Çünkü AKP-FETÖ ittifakı açıktı, tutku ile hoca efendi hazretleri diyen AKP’nin sivri adamları bu gün Bakanlık koltuğundadır. Ayrıca her meslekten hatta sıradan fetöcü kişiler ayrıcalıklı olarak kadrolu çalışanlardı. 15 Temmuz’da, mesela, Ordu ile Vergi daireleri çalışanlarının yarısı FETÖ adamları olduğu anlaşıldı. 6 yıl sonra şimdi, az ilgililer ceza evinde, çok ilgililer işinde gücündedir.
Sorumlu makamlardakilerin FETÖ ile görüşmesi normal ama istihbarat raporlarını dikkate almamak normal değildir. Yine sıradan kişiler iş bulmak için bu yola girmesi normal ama hâkim, savcı ve doktor gibi devlet çalışanlarının FETÖ yanında olması normal değil. Bu kadarlık bilgi ile devlete ve millete ihanet edenleri ayırmak zor ama ayırmak istememek kötüdür. En kötüsü de, tabii ki dost ile düşmanı ayıramamaktır.
Olayı eleştirerek gündemde tutma pozisyonunda değilim ama sade vatandaş olarak, toplumun olayı iyi değerlendirmesini istiyor ve yazmanın faydasına inanıyorum. Bu olayın seyri en çok da tarihçilerin ilgisinde olmalıdır. Bu gün zülfü yâre dokunup yazılmayanlar, yarın tarihçilerden en tabii haliyle halka sunulacağı umudundayım. Olayların tazeliği ile topluma sunulamamış olması demokrasinin yetersizliğini ispat etmiyor mu? Bağışlayın, çok sevdiğim “Nekaa ekmek, okaa köfte” sözünü bir kez de, “Nekaa Demokrasi, okaa medeniyet” olarak ifade etmek istiyorum.
02 Ağustos 2022
Hüsnü ARSLAN