2019-2020, yani 21.yy’ın 20.yılı eğitim ve öğretim yılı 09 Eylül 2019 da başlıyor. Ülkemizin, yaklaşık 20 yıl öncesinde 137 ülke arasındaki değerlendirmeğe göre, eğitimdeki başarısı 25. sırada iken, bir yıl önce ve aynı şartlardaki değerlendirmeye göre 99. sırada olduğu tespit edilmiştir. Evet, Ulu Tanrı, insanı beyin ile donatırken, araştırıp iyiye, doğruya ve güzele ulaşmasını hedeflediği açıktır. Yoksa papağan kadar küçük bir beyin verip, sadece doğadaki sesleri taklit ettirebilirdi.
İnsanlar için eğitim, beyinlerin geliştirilmesidir. Yaradılışından ötürü insan beyni sınırsız gelişmeğe açıktır. Bu gün pek çok alanda rahata ve refaha ulaşmışsak, hiç kuşkusuz gelişmiş beyinlerin sağladığı teknolojik imkânlara bağlıdır. İnsanın, çevre bilincinin açıldığı 5-6 yaş ile 18-20 yaş arası, eğitime en açık evresidir. Bu yaşlarda kaliteli ve yeterli eğitilmiş insanlar hayatının sonraki dönemlerindeki başarıları için şanslı sayılır.
Buradan da anlaşılacağı gibi eğitim ile daha başarılı olmanın şarları, eğitim sistemine, imkânlarına ve ciddiyetine bağlıdır. Başka bir değiş ile metotlu, disiplinli ve amaçlı eğitim almaya bağlıdır. Eğitimin temel amacı total insan sayısı değil, nitelikli insan sayısıdır. Sorgulayan, araştıran, üreten ve bilinçli toplum olmaktır. Nitelikli eğitim ilgisi dolayısıyla yine internetten bazı istatiki bilgiler sunmak istiyorum.
2018 yılı kayıtlarına göre dünya nüfusu 7.632.819.325 kişi olup, yıllık ortalama nüfus artış %1,09’dur. İrili ufaklı toplam 242 ülke vardır.
Nüfus çokluğu sırasıyla; 1. sırada 1,420 milyar ile Çin,
2. sırada 1,350 milyar ile Hindistan,
3. sırada 330 milyon ile ABD,
19. sırada 82 milyon ile Türkiye,
97. sırada 8.20 milyon ile İsrail,
156. sırada 1.25 milyon ile Esvatini,
157. sırada 1.24 milyon ile Bahreyn,
158. sırada 1.07 milyon ile Doğu Timör ve
242. sırada sadece 50 kişi ile Pitcairn adası vardır.
Dünyanın hiçbir ülkesinden daha nitelikli eğitim almak için Çin ya da Hindistan’a değil, tamamı ABD’ye giderler. Bir başka kıyaslama da Türkiye ile İsrail olacak. Bin yılı aşkın cennet gibi Anadolu’da hüküm süren Türk ulusu, sadece 72 yıl önce çöl Ortadoğu da kurulu İsrail ile nasıl kıyaslanır? Üstelik 1920 yıl önceki Tevrat’ın eski ve 1310 yıl önceki Kuran’ın yeni olan avantajlarına rağmen.
İşte bu bize, papağan ile insan beyinlerinin farkını kanıtlıyor. Hemen eklemek isterim, Türk milletinin zekâsını keşfeden büyük Atatürk, zamanın şartlarına rağmen Türk milletinin neler başarabileceğini kanıtlamıştır. Dünyanın yüzkarası Arap milleti ile kültürüne hayranlık, eğitim sistemimizi yeniden işgal etmiş ve ettirilmiştir. Bu esaretin, milletimizce gecikmeden anlaşılmasını umuyorum.
07.09.2019
Hüsnü ARSLAN
Hüsnü Arslan Yazıları 