Yurttaşlık Bilinci

Türklerin ana vatanını, orta Asya olarak biliriz. Oralardaki yaşam, hatta göç ile farklı yönlere dağıldıktan sonraki yaşam belgelerimizin yetersiz olduğu tarihçilerimizin itirafıdır. Tarihçilerimiz, bu değerlendirmeyi Avrupalılara kıyasla diyerek yapıyor ve o çok gelişmiş Avrupa tarihinin oluşmasında, Türklerin rolü olduğunu ekliyorlar. Evet, bu gün milletimize ve milliyetçiliğimize saldıran bazı kişileri ve yanlışlarını anlatmak için böyle bir girişe gerek görülmüştür. Umarım beğendirilebilirim.

Osmanlı, göçen Türklerin Oğuz boylarındandır. Anadolu da ve çevresindeki üç kıtada 621 yıllık hükümranlığı var. Tabii ki, bu kadar uzun ömürlü bir medeniyetin batışının nedenleri de var. En çok etkileyen birinci neden, melezleşmenin değişik etkileridir. İkincisi, hilafet uğruna bilim ve teknolojiden uzak kalınmadır. Mesela, matbaa 300 yıl gecikerek gelmiş ve rakipsiz olunduğu için gelişememiştir. Eğitimi, sadece inanç temalı ama dayandığı kitap gerçek Kur’an değil, arap şeytanlıklarıydı. Çünkü Türk insanına hiçbir şey vermesen de, doğuştan asker olduğu biliniyordu.

Jön Türkler, Osmanlının bu ihanetini biliyor, 1840’larda başlayan Tanzimatlar ile dile getiriyor, buna rağmen Osmanlı batışı engellenemiyor. Sonuçta Cumhuriyet kuruldu ve Atatürk ile arkadaşlarının ulusumuza en yararlı hizmeti, milletimize şanlı benliğini iadesi oldu. Atamız için bu vefa borcudur. Çünkü yurt savunmasında geçen hayatı boyunca yanından hiç ayrılmayanlar, Türk asıllı askerleri olmuş ve bunun için “Bir Türk Dünyaya Bedeldir.”sözünü öne çıkarmıştır.

Kimse alınmamalı, çıkış yerine göre Türk sözcüğü müşterektir. Farklı zamanlardaki varış yerlerinde ve yerlilerin(Arap ve Rum) etkilerinde olanları, farklı guruplarda gösterme hala devam ediyor, daha doğrusu düşman düşüncelerin destek ve çabasıyla sürdürülüyor. Örneğin, Kürtlük iddiası ile PKK, dindarlık iddiası ile öne çıkan FETÖ ve arkasında sıraya girmiş yüzden fazla tarikat ve cemaatlerdir.

Bunlar, Türk soyundanmış gibi görünseler de, mutlaka karma bir durum veya kuyruk acıları ya da köle düzenini sürdürmek isteyenlerdir. Gerçek milliyetçi olan,”Kurtuluş savaşını Yunan kazanmalıydı, Hatay Türk değil araptır, Hatay, Fransız’ların olmalıydı diyemez. O hainler veya babaları Atatürk döneminde söyleyememişler. Çünkü yürekli değil ödlektir. Ne zaman başa geçmiş ve orada kalmak için rahatça taviz vereni görünce, o zaman kahraman edasıyla konuşuyorlar.  

Gelelim yurttaşlık bilincine; Önceden ilkokulda “Hayat Bilgisi” dersi içinde anlatılan demokrasi, seçim yani iyi vatandaşlık şartları, 1968 yılında ortaokulda öngörülmüş ama toplumda çomakçılar daha hızlı çoğaldığı için sonuç alınamamıştır. Çomakçılar, Kıbrıs çıkartması sonrasında su yüzüne çıkarak azgınlaşmış ve kaus yaratmak için zorlamışlardır. Açık söylemi ile %15’i geçemeyen milliyetçiler ile mukaddesatçılar bu kaos’un çomakçılarıdır. Ama onlar hala aynı yerde, PKK ve FETÖ yararlanmıştır.

Milliyetçilik, para tura ile olmaz, savaşarak ta kazanılmaz. Savaş ile vatan savunulur veya kurtarılır. Savaştan sonra kavga devam ediyorsa, vatan kurtarılmamış demektir. O zaman milliyetçilik, milletin birbirini sevmesi ve dayanışması demektir. Örneğin, TBMM’de iki büyük parti var. Hiç değilse sıkıntılı zamanda birlik olup, daha güvenli daha demokrat ve özverili olsalar ne olur? Anlaşılıyor ki iktidar olmak millete hizmet ve huzur kazandırmak değil, koltuğa yapışmak ve dünyalıkları istiflemektir.

21 Ağustos 2023

Hüsnü ARSLAN

Yorum bırakın