Amerikan Sömürgeciliği

Sömüren ve sömürülen, bu sözcükleri, bunca hak ve hukuk kuralları varken, anlatmaya çalışmak, aklı başında bir insana sıkıntı veriyor. Sömüren = hak ihlali yapan, sömürülen = hakkı gasp edilen, özellikle dünyanın en varlıklı ülkesi ABD tarafından yapılan açık hak ihlallerini anlatmak daha da zor oluyor. Demokrasi diyerek akıl veren ve dünyada tek kalan ABD Sömürgeciliği farkını, anlatmaya çalışacağım.

Sömürgeciliğin geçmişi yaklaşık 500 yıl kadar olup devletlerin listesi, ilkten sona doğru olmak üzere İspanya, Portekiz, İngiltere, Fransa, Rusya ve Amerika’dır. Bana göre ilk sömüren olmasa da, sömürgeci ülke listesinin başında Osmanlı olmalıdır. Çünkü Osmanlı, Sömüreceği ülkeye açıkça sefer ilan etmiş ve askerini bir şekilde savaş bölgesine ulaştırmıştır. Böylece savaştığı ülke üzerinde hâkimiyet ilan etmiş, bulduğu menkul değerleri alıp saray hazinesine taşımıştır. Bir taraftan da, sonraki bağlantılarının kararını almış ve takip için bir yetkilisini orada konuşlandırmıştır.

Osmanlı ile diğerleri arasında belirgin farklar, sömüreceği yerin yakın çevresi olması ve para için askerinin kırılmasını onaylamasıdır. Sanırım bu yüzden, listede Osmanlı adını görmek istememişlerdir. Avrupalıların sömürme anlayışı, oluşturdukları güçlü donanma ile Uzak Doğu, Avustralya, Afrika ve yeni keşfedilen Amerika kıtasına rahatça gidebilmişler ve oralarda güç farkı ile savaşsız istediklerini alabilmişlerdir.

19.yy’ın dünya milletleri, İngiltere’yi He-Man gibi görmüşlerdir. İngiltere de, bu avantajını teknolojik araştırmaları ile desteklemiştir. Mesela, petrolün enerji kaynağı olduğunu ve Ortadoğu da bol bulunduğunu belirlemişlerdir. Bu hedef, 20.yy başında 1.dünya savaşına istikamet vermiştir. Bağlı olarak Ortadoğu’yu, ömrünü tamamlayan Osmanlıdan kurtarıp, kendi sömürgeleri haline getirmektir.

Yaklaşık 20 yıl sonra, Avrupalı ve diğer dünya milletlerinin başları, Nazi’ler ile derde girmiş ve 2.dünya savaşı başlamıştır. ABD, oluşmuş güç farkını dünyaya gösterme fırsatı yakalamış ve karşılığında, artık siz kenara çekilin tek sömürgeci ben kalacağım demiş ve bu iddiasını hala sürdürüyor. Yöntemi, vuruyor, kırıyor, dünya kaymağını tek başına yiyor. Demokrasi adına diyor ama gaddarlığın, acımasızlığın dik alasını yapıyor.

Bu gücü kanıtlamak için resmen nükleer silah kullanıyor ve ona kimse hala sen çok kötüsün diyemiyor.  ABD’ye bu gücü kazandıranlar ne Avrupa’dan göçenler, nede Amerika’nın yerlileri değil, dünyanın her yanından göçen Yahudilerdir. Bir tek zayıf noktaları var o da, canları çok kıymetlidir. Bunu onlara yıllar sonra Vietkong’lar gösterdi. Bu yüzden Amerikan askeri için savaş, vahşet manzaraları yaratmaktır.

Ülkemizin yer altı zenginliklerini de Amerikalı keşfetmiş ve açıkça “Anadolu, tek başına Türklere bırakılacak bir yer değildir” demişlerdir. Buna, 21 yıldır sandıktan çıkanların kafası basmaz! Çünkü onlar, sırtlarını bir yerlere dayayıp, koltuklarında sürecek sefayı düşünür. Kandırıldığını bilirler ama çare aramazlar. Asıl anlaması gerekenler, sandığa önyargılı gidenlerdir. Bu gün aç kaldık yaygarası yapanlar, yarın gerçekten donumuzu dahi kaptırdık diyerek ağlayacaklardır.

12 Ağustos 2023

Hüsnü ARSLAN

Yorum bırakın