Çedes Projesi

Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından hazırlanan protokole göre Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesinin amacı; “bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı, millî, ahlaki, insanî, manevi ve kültürel değerlere bağlı” öğrenciler yetiştirmek”  iddialı proje,15 Haziran 2023 de kabul edilmiştir. Projenin diğer bir amacı, din görevlilerinin öğrencilere “Değerler Eğitimi” vermesinin önünü açmakmış.

Yayınlanan bildiriyi aynen kaydettikten sonra, sözüm ona bu çağın projesi olarak lanse edilişi ilgi çekicidir. Yakın zamanda projenin adı değiştirilir ve ikinci yy’ın mucizeler yaratacak projesi olarak tanımlanırsa şaşmayalım. Çünkü böylesine yetkili kafaların asıl hedefi, devletin makam ve saltanatına ölene kadar sahip olmaktır. O kadar önemlidir ki, bunun için feda edemeyeceği demokrasi dehil hiçbir şey yoktur.

Öncelikle bilim, kültür, milli, ahlaki ve insani değerlerden söz edilmesi manidardır. Çünkü geçtiğimiz asırda bu değerler hiç programlarda yer almamış da, bu projede ilk defa ele alınacakmış algısı yaratılıyor. Son 21 yılda, AKP’nin en kötü verileri en güzel uygulama algısı yaratmadaki ustalığından başka başarısı olmamıştır. Bu yüzden, çok sıkıntı çeken dünya milletiyiz. Asıl sebebi, halkımızın gerçekleri değil, kulağa hoş gelen masal sevmesine bağlı sıkıntıların sahibini tespit edemiyor olmasıdır.

Dünyanın her ülkesinde mal ve hizmet üreticileri, yapacağı işe uygun eğitimle meslek erbabı olur ve verimliliği sağlar. Ama özellikle son 21 yılda öne çıkarılan mülakatlar bilgi ve beceriye(liyakat) köstek olmaktadır. Dolayısıyla, en çok değer yitiren meslek öğretmendir. Çünkü öğretmen, kendi yetişmesinde bu amaç doğrultusunda eğitilmiş elemandır. Sonraki görevinde, insanı taze beyin çağında bilgilendirmek ve topluma yararlı bireyler olarak yetiştirmektir. Yani, benden yanamısın sorusu ile öğretmene hakaret, topluma ihanet edildiğinin, 21 yıl sonra öğrenilmiş olunması gerekir.

Din görevlileri eğitimci yetişmediğine göre, çok kapsamlı değerler eğiticisi olmalarını anlamak zordur. 45 yılım üretim işletmelerinde geçti ve toplamda binlerce çalışana nezaret eden oldum. İmam hatiplilerin genelde verilen bir işe intibakı, ilkokulludan daha uzun zaman alıyordu. Çünkü imam hatipli çalışanlar, ezber zorlaması ile sokma akıllı hale gelip hantallaşmış oluyorlar. Daha açık ifade ile pratik zekâları yavaşlıyor.

İmamlar(din görevlileri), kendilerini de yetiştiren öğretmenin mutlaka ders planı yaparak sınıflara girdiğini dahi bilmedikleri inancındayım. Plan ve program, her öğretmenin olmazsa olmazıdır. Aslında devleti yönetenlerin de planlı, hesaplı ve hesap veren olması gerekir. Siyasetin kötü cilvesi sayesinde okul müdürlüklerine atanan din görevlileri, okulda çocuk tuvaletline sabun koydurmaz ama kendine çok büyük harcamalar ile şatafatlı odalar yaptırır. İşte bu kafanın tanımı “UCUBE”dir.

Ülkemiz yönetimine, büyük bir şans olarak 1961 anayasası ile giren “Planlı Yönetim (DPT)”, “biz PLAN değil, PİLAV istiyoruz” diyen bencil, doyumsuz ve deyimi yerinde ucube siyasiler tarafından ne yazık ki sonlandırılmıştır. Mesela tüneller, köprüler ve yollar yapılır, 20-30 yıl ileriye yaşayanlar ve doğacaklar $ olarak borçlandırılır. İşte, bu kafa ile devlet yönetenlere ve onları iş başında tutanlara kafaları basmaz denir.

20 Eylül 2023

Hüsnü ARSLAN

Yorum bırakın