Taterevalli

Bu gün, basit bir sistemi ve o sisteme dayanan önemli bir konuyu işlemek istiyorum. Tahterevalli, Orta Asya diller gurubu Farsça kökenli olup, Türkçemize geçen ve her kesimdeki insanımızın tanıdığı bir sözcüktür. Peki, böylesine basit bir sistem ile ne anlatabiliriz? Böyle sorunun akla gelebileceğini düşünüp, işi kolaylaştırmak için her alana uygun bir resim ekliyor ve anlatabileceklerimize geçmek istiyorum.

Gördüğünüz gibi tahterevalli, çocuklarımızın dengesel kavramlarını geliştiren eğitsel ve eğlenceli oyun aracı olup kentlerimizdeki oyun parklarında, köylerimizdeki her alanda çocuklarımızın vazgeçilmesidir. Üstelik çoğu köylerimizdeki çocuklarımız kendileri yapar ve ileri yaşlarda binecekleri atlara hazırlanırlar. Eğer böyle bir hazırlık olmazsa, zaten atlar, “ben beceriksizleri istemem” diyerek b.k çuvalı sanır ve sırtından atar. Çünkü atlar ile binicileri arasında olan topuk hareketi devam ettikçe, koşma hızı artar ve sonunda şahlanılır.

Bu beceriler, sadece ata binmek gibi etkinliklere değil, okullardaki fizik ve matematik dersleri konularına da hazırlar. Bu yüzden bir taraftaki kuvvet ve kuvvet kolu çarpımı, diğer taraftaki kuvvet(yük) ve kuvvet kolu çarpımına eşit olduğunu öğretir. Eğitimde, bilimi öğrenmek zor değildir. Ezberleyip boşa efor tüketmek yerine, anlayarak üretim için potansiyel elde etmek gibi kolay ve zevklidir.

Eğitim, öncelikle bir uygulama ve beceri kazanma işidir. Örneğin, en iyi dil öğrenimi için o dilin konuşulduğu ülkeye gidip, daha çok pratik yaparak, o dilin ses uyumlarını, kolay ve kalıcı olarak anlamak mümkün olur. Atatürk’ün, 2-3 yabancı dili yeterince bildiğini yazılanlardan biliyoruz. Cumhuriyet ile başlayan Eğitim, Türk Dil Kurumu (TDK) ve Türk Tarih Kurumu(TTK)’na verdiği hizmetleri görmemek imkânsızdır. Bu gün onu, ayyaş gibi küçümseyerek, ilkelerini saf dışı bırakacaklarını sananlar, kendilerini kandırırlar. Örneğin, O, önüne konulan kuru fasulye ye ekmek bandırarak dahi rakısını içip, etrafına huzursuzluk vermediği görülmüştür.

Günümüzdeki bir başka örnek ile kıyaslayalım. 80-90 milyon insanımızın kötüleşen geçim şartlarına “faiz sebep, enflasyon sonuç” diyerek değil, “tükettiğini üreterek tam bağımsız olunur”u vurgulamış, uygulamış ve ekonomi bilimindeki değişmez iki “Borç, Alacak” önemi sütunlarının altını çizmiş ve cari açık hedefini göstermiştir. İşte, dünya, onun değerini ve örnek bir lider oluşunun nedeni bu yüzdendir. Eğer, bu günkü gibi her şey ithal edilseydi,  hiç kimse satıp savrulacak kazanımlar bulamazdı.

Umarım “tahterevalli” ile bir şeyler anlatabilmişimdir.

12 Aralık 2022

Hüsnü ARSLAN

Yorum bırakın