Bizim inanışımıza göre İnsanlığın tarihi, Tanrı’nın Hz. Âdem’i yaratışı ile başlar. Kuşkusuz diğer uhrevi dinler, hatta daha öncesinin Tanrı kabul edilen değişik doğal güçleri ile hala yaşamakta olan inanış biçimleri de, insanlığın doğuşu hakkında kanıtlı bir araştırma sonucuna varamamışlardır. Bu günün gelişmiş toplumları, çok büyük masraflar ile dünyamızın da içinde olduğu diğer gezegenlere yolculuğu göze alıyorlar ama kendi yaşamlarını yumurta tavuk teorisinde bırakıyorlar.
İnanmanın temel kuralı sorgulamamaktır. Bir başka anlatım ile inanmak, biat etmek, yani asla neden-niçin diye yaklaşmamaktır. İlim dediğimiz inanış öğretileri, inanışta ifade yetkisi kullanan ve aynı yöntem ile yetişen kişilerin sorulara yanıtı, belgesiz ve dolandırılarak yapılan uzun anlatımlar ile olur. İşte bu da Tanrı ile kul arası kurnaz kişileri oluşturur. Kurnaz diyorum, çünkü akıllılar hak yemez ve insana değer verir.
Kurnazların, emeksiz ve rahat yaşamak için insana değer vermek istememesini, uzaya gitme çabası ile geliştirilen silahları, hala bu çalışmayı yapamayan insanlara gözdağı verme amacı ile kullandıklarını görünce, akıllı ile kurnaz anlamı özdeşleşmiş oluyor. Yani, bilimsel araştırmalar ile elde edilen pek çok teknolojik bulguların asıl amacı, askeri ve ticari fırsat eşitsizliği, en çokta biatçıların yaşam hakları kısıtlanmasıdır.
Gerekçe sadece eğitim farkıdır. Bir tarafta, Tanrı’nın insana verdiği aklı pozitif bilim ile geliştirip yararlanmak, diğer tarafta, hu çekip sadece dua ile yakarmaktır. Elbette bu ikisi arasında fark olacaktır. Zaten bu farkı, yaşam düzeyleri farkı gösteriyor. Biri köleliği kabullenir, diğeri kendine güven içinde, kölelerin imkânlarını sömürür. Yani imam yetişerek unuttuğu Darwing teorisi yerine, “Tavuk mu yumurtadan, yoksa yumurta tavuktan çıkar” sözünün esprisini dahi anlayamaz.
Atatürk ve Cumhuriyet rejimi, bizi köle gören şeytanları saf dışı bırakarak, pozitif bilimler ile tanıştırmıştır. Türk ulusunun kararlı ve azimli duruşu, özgür toplum olmak istediğinin göstergesidir. Aslında ulusumuz orta doğuda yerleşmiş olsa da, diğer Ortadoğu halklarından daha bilinçlidir. Tüm asalakların ortak amacı bu gerçeği değiştirmektir. Umarız hiçbiri bu gerçeği değiştiremez.
Son yıllarda sandık, tarikat-cemaat ve devlet yönetimi (şeytan üçgeni) marifeti ile toplum ve pozitif bilimler arası açılmaktadır. Bunu, eğitimde 130 dünya milletleri sıralamasında önceden 25. Şimdi ise 119. Sırada olduğumuzu gördüğüm zaman şok olduğumda anladım. Ama milletin yarısının fark etmediğini seçim sonuçları gösterdi.
Sorgulamayı öğrenebilmiş bir tanıdık, Japonya’ya gidip yıllarca çalıştı ama kültürel farkın derinliği, çok iyi anlaştığı Japon kızı ile hayatını birleştirmeğe engel oldu. Biat eden birçok kişiler ki içlerinde tanıdıklarım da var, Avustralya’da uzun yılları geçti ama kabuğunu kıramadı. Tersine TC vatandaşından çok Suudi vatandaşı ya da, TC’ nin tarikat kölesi gibi yaşadı. Aslında bu, TC’nin resmi tabelalardan kaldırılmasının hazin bir sonucu sayılır.
01.09.2019
Hüsnü ARSLAN