Bu gün, 01 Mayıs 2019, Üretenlerin Bayram günüdür. Bayramlar, kutsal ve milli değerlerimizin çok önemli günleridir. 1990 sonrası dini bayramlar tatil kaçamakları, milli bayramlar da siyasi istismarla, ya değerleri azaldı ya da tamamen kaldırıldı. Bu arada, her meslek gurubunun bayram günleri oluştu ve yılın diğer günlerine yayıldı. Tatil olan üreten bayramında, çalışanlar meydanlara çıkıp dertlerini ilgili yerlere iletme amaçlı uğraşıyor. Bu yılın ortak derdi ise, “Kıdemime Dokunma.”olmuştur.
Ülkemiz, çalışanlar için bin bir derdin olduğu yerdir. Suriyeliler, çocuk işçiler, iş kazaları, ücret azlığı, yüksek işsizlik ve benzeri pek çoklarıdır. Tüm bunlar varken, kıdem tazminatı olayı ilk sıraya oturuverdi. Üretenler bunlardan rahatsız, nedeni, aşırı cari açık yükün altında olmasıdır. Yöneticinin popülist politikası, ekonominin batakçı düzeni, çalışanların can simidi olan kıdem tazminatı güvenine engeldir.
Biraz popilist politikayı anlatalım. Ülke genelinde cami sayısı okul sayısından iki kat fazladır. Camiler, Cuma namazlarında kısmen, senede iki bayramda tamamen dolar. Okullar ise her gün kapasitenin üç katı doludur. Kentlerde yığılmalar on kat artmış ve belediyelere hazineden oluk gibi para akışı olmaktadır. Seçilenler planı değil, sandığı tanıyor. Onlar makamda kalsın, millet ve devlet ne olursa olsun, umurlarında mı?
Biraz da güven üzerinde duralım. SSK’nın kıyametle gayrı menkulü vardı bitti. İşçi ve İşveren ödemeleri ile yapılan hastaneler devletin oldu çalışmaz hale geldi. Anayasada ki sosyal devlete rağmen, hastanelere sinek avlatılıp, özel hastanelerin önü açıldı. İşte devlet popülizmi budur. Halktan, gâvurdan para dilen, cami yaptır. Üretmeyenlere giden para, üç üreten bakanlık bütçesine denktir. Öyle ya, yediğine yaktığına yandaşa para, üreten yok, tüketen çok. Kıdem fonunun kara delik tıkacı endişesi olmaz mı?
Evet, Türkiye’de 01 Mayıs önce Bahar Bayramı, sonra İşçi Bayramı oldu. Tatil oluşu da gitti geldi ve nice olaylar yaşandı. Dert çok, dertleri çözecek olanlar Çalışanlar ve İşverenler ve sendikalardır. Birlik olsalar, en büyük sivil toplum kuruluşu(STK) olur ve karşısında yan bakan politikacı, zora sokan emperyal güç olamaz. Böylece ekonominin güçlü omurgası ve halkın, devletin, güven kalesi olunur.
01 Mayıs gelince çalışanlar Taksim diye tutturur. Tutuklanır, dövülür ve yerlerde sürüklenir. 50-60 yıl önce Taksim yeterdi, bu gün çok kalabalıksınız. Bakırköy, diğer meydanlar, hatta Yenikapı, birleşin gidin oralara, gücünüzü daha büyük gücünüzü gösterin. Hesapla, vizyonla, İşveren ve Sendikalar ile bir olun ve en güçlü olun.
Yoksa devlet yönetenlerinin kurduğu saltanat çarkına kapılan işverenler, sendikalar, açlık sınırı altında ve Taksim dolapları içinde mahsur kalan sizleri uzaktan seyreder. Bölük pörçük sesiniz, her isteğinizde olduğu gibi kıdeminize de yetmez. İster beğenin, ister beğenmeyin, 45 yıl sadece üretmeden yana olmuş emekli bir çalışan olarak, bu gerçeği dile getirmek istiyorum.
01.05.2019
Hüsnü ARSLAN