Mayıs ay’ında ilk gün emekçilerin bayramı, sonra, 2.3.ve 4.gün Ramazan bayramı, daha sonra 19.günü ise yine bir milli bayramımız Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayram’ımız olacaktır… Deliye her gün bayram derler ya, sanırım biz o söze sahip çıkanlardanız. Çünkü biz bu güzel bayramları, had safhada ki ekonomik sıkıntılar içinde dahi kutlamak zorundayız. Buna rağmen, bayramlarımız kutlu olsun, diyerek devam edelim.
01 Mayıs, başlangıçta sanayi azlığı sebebi ile Amele Bayramı, sonradan İşçi Bayramı ve en son olarak ta Emekçilerin Bayramına evirilmiştir. Şartlar gereği ifade edilişlerin farklı olması doğaldır. Ancak bu bayramın mensupları ve hakları üzerinde hep kasıtlı zorlamalar yapılarak, tedirginlik yaratılması üzerinde samimi ve yapıcı olarak durulmalıdır. Böylece hak isteyenler ile hak verenlerin yakınlaşması ve ne verilebilineceğine göre, neyin istenmesinde gerçekçi olunur ve kolay anlaşırlar.
Sıradaki Ramazan Bayramı hakkında söylenmesi gereken çok söz vardır. Öncelikle nüfusun %99’u Müslüman olması, bu bayramın önemini zaten belirlemiştir. Bu kadar önemli bir bayramda milletin yeterince mutlu olması gerekir ama bu yıl mutlu değiliz. Çünkü ekonomik kriz her kesimi derinden etkiliyor. 20 yıllık uzman iktidarın zaten inandırıcı olmayan son vaadi, sizi aya götüreceğiz sözüne karşılık, kentlere göçmüş insanların yol parası olmadığı için sıla özlemini gideremez olmuştur.
Ramazan ayı, Müslümanların temelde çok gerçekçi ibadeti oruç dolayısıyla farklı bir süreçtir. İslam’ın felsefi yapısı, akılcı değerlendiren gelişmiş toplumların dahi kabul edeceği niteliktedir. Bu ilahi görevi üslenmiş peygamberimizden sonra, mezheplerin ve devamında da, tümüyle menfaatçi tarikat ve cemaat şeyhleri saptırmaları ile yeterince anlayanlar azalmıştır.
Tanrıya şirk heveslisi şeyhler insanları inancından soğuturken, kimisi onlara köleliği tercih ederek, kimisi de İslam’ın asla yer vermediği budalaca gösterişe kapılmaktadır. Demokrasi maskesi takmış siyasiler ise, sandıktan çıkmak için kötü niyetli şeyhler ile iş birliği içindedir. Zorlanarak anlatmaya çalıştığım bu son durumun açıkçası; Şeyh, çıkarı için devlette karar verici olmak istiyor. Politikacı, koltuğunu korumak istiyor. Gösteriş budalası halk lüzumsuz egolarını tatmin etmek istiyor. Ve sorgulama yeteneği olmayanlarda, tarikatların köleliğine razı olup sığınıyor.
Milli Bayramlarımız, Cumhuriyet ile birlikte kabul gören ve çağdaş medeniyetin devamı için önemlidir. Cumhuriyet kurucularımızın ilkeleri pozitif eğitimi, kültür ve sanatı, üreterek başkasına muhtaç olmamamızı, tam bağımsız bir devlet olmamızı ve de sorgulamayı öğrenmemizi hedef gösterip devam ettirmemiz için önerilmiştir.
Son günlerde bazı şeriat yanlılarının, sokaklarda bildiri dağıtıp tehdit savurduklarına dair haberleri görüyoruz. İnsanlığa zerre kadar yararı olmayan hazırlopçu yobazların eğer azıcık akılları varsa, Ortadoğu halkının, tabii özellikle Müslümanların neden şamar oğlanına döndüğünü düşünsünler. Ama nerede, oralardaki halkı böcekten farksız gören Yahudi ve Hıristiyan zulmünün sırası, kendilerine de geleceğini düşünmekten dahi acizler.
30 Nisan 2022
Hüsnü ARSLAN
Hüsnü Arslan Yazıları 