Askerlik, Türk milleti için çok farklı bir duygudur. Hastalığı ve sakatlığı olmayan, eğitimini tamamlayan her Türk erkeği mutlaka askere alınır. Değişik uygulamalar ile olsa da, ülkelerin çoğunda zorunlu askerlik vardır. Ülkemizde bu mecburiyet asla bir olumsuzluk olmamış, tam tersine gidemezse üzüntü kaynağı olmuştur. Diğer bir düşünüşle askerlik görevi, sağlam bir erkeğin olmazsa olmazı sayılmıştır.
Hastalık ve sakatlık arzu edilmeyen bir sıkıntıdır. Bu yüzden askere olamayan gençler doğal olarak üzülür ve ömürleri boyunca bu üzüntüyü sineye çekeler. Ama askerliği gereksiz ya da çekinceli görenler, özellikle nüfuzlu aile çocukları, uydurma hastalığı kabullenip zorunlu askerlikten kaçırılırlar. Ne yazık ki bu aileler Türk olduklarını da söylemekten kaçarlar.
Ülkemizde zorunlu askerlik 2 ile 3 yıl arasında idi. Giderek süre kısaltıldı ama hala bir yıl civarında devam ediyor. Zorunlu askerliğin, eğitim düzeyine bağlı sürelerde olması sağlansa iyi olur. Böylece hem eğitime teşvik edilmiş, hem de kışlalarda kalınan fazla zaman ile iş gücü israfı önlenir. Yani herkese, yeterli askeri eğitimin verildiği adaletli bir düzen getirilmiş olur.
Geçmişten beri kısa süreli askerlik uygulaması vardı ama iİkibinli yıllar boyunca arada bir bedelli askerlik gündeme getirildi. Bunun gerekçesi daha çok ekonomik krizlere bağlı oluyorsa da, parası olanlar ile borçlanabilenler yararlandığı için oluşan adaletsizliğin önlenmesi bakımından, bir daha uygulanmamasını diliyorum.
ABD destekli 1974 de başlayan PKK ve 1986 da başlayan FETÖ terörlerine rağmen, bölgemizde BOP planı ile istediklerini yapmaya engel görünen ordumuzun gücü, AKP tavizlerinden yararlanıp, Ergenekon ile yıpratılmış, halkımız bunu 15 Temmuz 2016 da anlayabilmiştir. Tüm bu olanları milletin şapkayı önüne koyup düşünmesi gerekir.
Son beş yılın toplu katliamlarına sebep olan terör, sınır içi ve sınır ötesi harekâtlarda, binlerce asker, polis ve sivil kaybına da neden olmuştur… Bu esnada yapılan tek iyi iş, vurucu asker ve polis gücünde deneyimsiz elemanlar yerine, uzman ve deneyimli kadrolarca yapılmasıdır. Yani bu uygulama, kayıpları binlerden yüzlere indirmiştir.
Nüfuzlu ailelerin gençleri zorunlu askerlikten muaf bırakılmalarına haklı eleştirilerin olması, terör mücadelesinin ön safta çalışanlarını uzman veya deneyimliler ile olmasını sağlamış ama bundan, muafiyet hakkı sağlamanın meşruluğu çıkmamalıdır. Çünkü böyle adaletsiz bir uygulamanın başlatılması dahi bir siyasi iktidarın sonu olması gerekirken, siyasi tercihteki fanatizm engel olmuştur.
Toplumda askere yollamanın davul-zurna ve alınlara sürülen kurban kanı etkinlikleri devam etsin istiyorsak (ki buna jeopolitik konumumuz dolayısıyla ihtiyacımız vardır) siyasiler ve patronların çocukları ile halkın çocukları farklı olmamalıdır. Çünkü vatan her birimiz için aynı derece kutsaldır. Camide, Tanrı huzurunda saf dururken zengin-fakir, büyük-küçük farkı olmadığı gibidir.
12.10.2019
Hüsnü ARSLAN