Beyin Tırmalayan Sözler

İki ay sonra yeni bir yerel seçim yapacağız. Sorarsanız, “Daha ne istiyorsunuz, demokrasinin gereğini yapıyoruz.”derler. Evet, olaya uzaktan bakınca demokrasi gereği oluyor ama yakına alıp incelediğinizde uygulanan çifte standartlar ve beyin tırmalayan sözler öne çıkıyor. Örneğin, tılsımlı sözcük demokrasi önsöz olunca, çirkinlikleri güzel gören ve demokrasiyi ucube haline getiren bir toplum oluyoruz.

Bilinenleri tekrarlamak gereksizdir ama 16 Nisan 2017 tarihi bizim için mutlaka güncel tutulmalıdır. Tartışmalı da olsa, o tarihte yeni bir anayasa kabul ettik ve devlet yönetimini, Cumhurbaşkanı olan tek kişiye teslim ettik. Ve sıra bu seçime gelince gördük ki, İstanbul Belediye Başkanlığı AKP adayı TBMM Başkanı oldu. Ama TBMM Başkanlığından ayrılmadı ve gerekçesi, Cumhurbaşkanı isteğine dayandırıldı.

Demokrasi olan her ülkede seçilebilmek için aday olan bir kişi, kazanamazsa görevine geri dönmek üzere ayrılmaktadır. İşte yeni sistemimizin diğer demokrat ülkelerden farkı böylece açığa çıkmaya başladı. Giderek sistem farkıyla kötü örnekler olarak demokrasi tarihinde yerimizi almış olacağız.

Evet, demokrasilerde seçim asla tartışılmaz. Ama söylemler ve uygulamalar ile seçimi seviyesizce tartışılır hale getirmeye de demokrasi denilemez. Maalesef bizler bunu da yapıyor ve demokrasiye makas atıyoruz. Yukarıda bir çifte standart örneği vermiştik, bir örnek daha ekleyelim ve sonra yeni marifetlerimizi sıralayalım.

Devlet, sınırları belli kara, deniz ve hava sahaları içinde yaşayan millet ile bütünüdür. Devletin ekonomisi kötü olduğu zaman dahi partilere çok yüklü seçim desteği verilir. Partiler o paralar ile adeta savurganlık yapıyor. Ayrıca iktidarlar,  seçim gezilerini devlet imkânlarına dayandırıyor. Zaten seçim öncesinde savurganlığın her türlüsü olurken, birde bu eklenince, saçı bitmediklerin hali düşünülemiyor.

AKP ile başlayan promosyonlu seçimleri unutmadık. Bu durum demokrasi tarihine yüz karası belgemiz olarak mutlaka kaydedilmiştir. Buna birde YSK’nın “Bir evde 52 seçmenin bulunması normaldir.”bildirisi mutlaka eklenecektir.

Yine bir başka kara leke, AKP yanlısı bir yazar Salih Tuna, “Eğer AKP ve MHP oy kaybederse, Türkiye’de iç savaş çıkar.”demiş. Bu haberin suçu, Cumhuriyet Gazetesi yazarlarını aylarca tutuklu bırakan haberden hafif olmaması gerekir. Ama kimse sen ne demek istiyorsun demiyor ve diyeceklerini de sanmıyoruz.

AKP’nin bazı sözcüleri, adaylarına oy veren seçmenlere cennet vaatlerini medyada görüyoruz. Milli Savunma ve Eğitim Bakanlığı ve de TBMM Başkanlığı yapmış Sivaslı vekil, “Sivas adayımıza oy vermek, sizlerin kıyamet günü beraat belgelerinizden biri olacak” demiş. Sonradan “Adayımızın yapacağı hayırlardan size de pay çıkar.”dedim ama sözümü çarpıttılar demiş. Sanırım Sn. Vekil, ses kaydının dinlenildiğini bilmiyor.

Bir parti başkanı da, zillet ve cinnet ile karışık cennetten söz ediyor ama sanırım o, zillet ve cinnet tanımlarını kendisi için kullanmaktadır. Ama kim ne derse desin, söylemin ucu milletimizin dünya kamuoyuna karşı karalanmasına varıyor.

28.01.2019

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s