Her Yol Roma’ya Çıkar

Bazı yazarları nerede yazdığına bakmadan okumak mümkündür. Bana göre Hıncal Uluç öyle bir yazardır. Bu günkü yazı konumu seçerken Hıncal Bey’in 13 Eylül 2013 tarihli aynı başlıktaki yazısını okuma fırsatı yakaladım. Çünkü başlıktaki söylem çok eskiden beri ilgimi çekerdi ve gerçek tarihi dayanağını da anlamış oldum. Ama benim amacım bu başlık altında günün siyasal ve ekonomik sıkıntılarını anlatmaktır.

FETÖ’cüler, bu günün iktidarının ya en büyük dostu, ya da düşmandır. FETÖ’cülüğü bilinen biri Belediye Başkan adayı yapılıyor, FETÖ zanlısı da yıllarca tutuklu kalıyor.

FETÖ’ye verdiği destekle tanınan ve 15 Temmuzu önceden açıklayan eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin, sosyal medyadan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tehdit etmiş. Rubin, “Erdoğan’ın Türkiye’deki geleceği parlak değil. Erdoğan, ofisinde mi ölecek, sürgün mü edilecek, tutuklanacak mı, idam mı edilecek?”ifadelerini kullanmış.

Bir Amerikalının başka bir ülke Cumhurbaşkanı hakkında yazdığını, bizim gazeteciler ya da başka bir görevlimiz, ABD Başkanı için yazabilir mi? Yanlı/yansız onca medya mensubu var ve birisi yazarsa ne olur bilen var mı? 1960’dan bu yana çok sayıda darbeler ve girişimlerini yaşadık. Tümünün ABD destekli olduğunu bildiğimiz halde 16 Temmuz 2016’ya kadar söyleyemedik.

2016 da söyledik ama pişmanlık duyduk. Pişmanlığımızı nereden biliyoruz? Başkan yardımcısı Joe Biden geldi ve döndükten sonra bir daha söz etmedik. Bu ikiyüzlü düşman ülkeye neden göbeğimizden bağlıyız? İran direniyor, aç mı kalıyor? Merak etmeyin biz kendimize daha rahat yeteriz. 1923-1946 arası bunun açık kanıtıdır.

“Her yol Roma’ya veya Kostantina’ya (İstanbul’a) çıkar” sözünün yeni hali, “Her yol Washington’a çıkar” olmuştur. Roma ve İstanbul’a çıkan yollardan görmediğimiz zararı, Washington’dan görüyoruz. Düz rakamla 60 milyon seçmenin 31 milyonu ile seçilmiş Cumhur bakanımızı 82 milyon nüfusu ile korumak zorundayız. Bu şartsız şurtsuz bize düşen bir görevdir.

Ancak bizimde Cumhurbaşkanı ve tüm politikacılardan isteğimiz var. Aralarındaki rekabette olgun, duyarlı, dürüst, özverili ve demokrat olmalarıdır. Sanayide, tarımda ve ekonomide planlı programlı olmaktır. Dağlar gibi büyümüş Enerji ve savunma giderlerimize, et, süt, tahıl, bakliyat gibi dış alımlar, büyüyen dağları çoğaltıyor. Bir o kadar büyüyen SGK giderlerimizi de unutmamalıyız.

Son marifetimiz şeker ihraç ederken, ithal eder olduk. Hem de NBŞ’i alıyoruz ve paralarımızı ikiyüzlülere aktarıyoruz. Sorunsuz gibi devam eden ilişkilere rağmen olan tehditler, memnun oldukları ekibi mağdur gösterip, seçime deste olma şikesini andırıyor. Geçmişin kazanımları yok oldu. Sıra yeni yapılan yol ve köprülere geldi. Son 16 yılın iktidarı, kötü gidişin hesabını soracağız diyerek milletin aklı ile alay ediyor. Bunlar medeni ülkelerin yönetenleri gibi konuşulması gerekiyor. İşte son 16 yılın en önemli eksiği budur. Ama seçmenimiz değerlendiremiyor.

01.02.2019

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s