NATO, (Türkçe: Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, İngilizce: North Atlantic Treaty Organization) demektir. Amacı, üye devletlerin ortak savunmasını karşılamaktır. Bir başka tanımla, dayanışmanın uluslar arası boyutunda oluşmuş en güçlü kuruluştur. Politik açıdan NATO, demokratik değerleri desteklemektedir. Askeri açıdan NATO, ihtilafların barıșçıl yollarla çözülmesini kendisine görev edinmiştir. Bunların hepsi, NATO’nun kâğıt üzerindeki görev tanımlarının kayıtlarıdır. Ne yazık ki, kayıtlar ile gerçekler örtüşmüyor ve nedenlerini anlatmaya çalışacağım.
Mayıs 2022 itibarı ile İnternet kaydının, NATO üye listesinde 30 devlet görülüyor. Türkiye, 1952 yılında NATO üyesi olabilmek için 14938 askeri ile Kore savaşına katılmıştır. Bu savaşta 712 şehit, 175 kayıp ve 234 esir vardır. Bunca şehit, kayıp ve esir vermenin sebebi, birlikte olunan ABD askerinin ihanetidir. Sanırım böylesine bedel ödeyen bir başka NATO üyesi yoktur. Merak ediyorum, günümüzdeki AB üyeliği için böyle bir ödeme gerekse, gözünün üzerinde kaşın var diyen olur mu?.
Hala devam eden ABD güvensizliklerini sıralamak istiyorum. ABD ile 1946’dan bu yana, aşırı iyimserlik içinde müttefik görünürüz. Kıbrıs çıkarmasına karşı ambargo, on yılda bir darbe destekleri, askerlerimize uygulanan çuval olayı, PKK, BOP, FETÖ, 15 Temmuz, F-35, papaz ve hala devam eden benzeri olayları unutmamamız gerekir. Eğer unutur veya unutmuş görünürsek, kendimizi kandırırız.
Unutmayalım sözünün arka planı elbette kafa tutalım olamaz. Çünkü olan onca olayı unutmamak çok önemlidir. Buna karşılık atılması gereken en akılcı adım, birbirimizi yapıcı olarak eleştiren ve bu eleştirilere tahammül eden, gerçek anlamda demokrasiyi yaşayıp halkımızı eğiterek o çizgiye taşıyan olmalıyız. Atatürk’ün, muasır medeniyet ile tam bağımsızlık hedefinin bu olduğu inancındayım.
Demokrasinin gücünü iyi anlamak zorundayız. Artık dünyanın en kapsamlı savunma paktı demokrasidir. NATO ve Varşova paktlarının çok üzerindedir. Örneğin, Avrupa ortasındaki küçük bir ülke İsviçre, asırlardır ordusuz, silahsız ve sadece demokrasi ile saygınlığını korumuştur. Diktatörler, dünya dayısı ülkeler, sen burada ne yapıyorsun dememişler. Evet, gerçek demokratlar bilinçli, çalışıp üreten, sorgulayan, hoşgörülü, adaletli, liyakatli oldukları için ekonomileri güçlenir, huzurlu yaşarlar.
ABD, NATO’nun kurucusu ve yönlendiricisidir. NATO, onlar için arka bahçedir. Nerde çıkarı varsa, karıştırılır ve NATO ülkeleri de sus pus seyreder. Son 40 yılda NATO üyesi Türkiye’nin terör ve darbeler ile zorda kalması, 25 yıl da Ortadoğu’nun yangın yeri olması ABD çomağına bağlıdır. Şu an devam eden Rusya Ukrayna savaşı sorumlusunu başka yerde aramayın. Yeter ki ABD güçlenip kazansın ama başkasına ne olursa olsun.
Gündemde yeni bir NATO sıkıntısı var. İsveç ve Finlandiya NATO üyesi olmak ister ama Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan veto ederim der. Sebep, PKK ve PYD’lileri barındırıyor olmalıdır. Sn. Erdoğan ilk bakışta sonuna kadar haklıdır. Ama ABD’nin PKK’ya her türlü yardımı ve FETÖ’yü korumasına karşılık ABD’ye, olmaz olsun senin gibi müttefik ve NATO’lu diyemediğimiz için İsveç ile Fin’lilere vetö’de geri adıma mecbur kalabiliriz.
Buda ayrı bir sıkıntı olacaktır. Çünkü demokrasideki eksiklerimiz, sıkıntının bize büyüyerek dönmesinde kullanılacaktır.
22 Mayıs 2022
Hüsnü ARSLAN