Vizyonsuz

Günümüzün çokbilmişleri, muhataplarını vizyonsuz ve daha da ileri gidip hakaret ile küçümsemeye çalışıyor. Ne yazık ki bu hatayı yapanlar çoğunlukla politikacılardır. Ülkemizde demokrasinin temelini atanlara, “iki ayyaş” diye hakaret edenleri unutmak imkânsızdır. Atatürk, 94 yıl önce gençliğe seslenişinde bu gün olanları görebilmiş ve o, geniş görüşlülüğünü bizlere çok net yansıtabilmiştir.

Bu günlerde, “Devlette devamlılık esastır” sözü geveleniyor. Normalde, bu görüşün doğruluğunu herkes kabullenir ama 19 yıl boyunca devleti yöneten bir liderin, bu söze yeni sarılmasının sebebi, “Ben yaptım oldu” anlayışı ile yolun sonuna geldiğini fark etmesini bekleyemiyoruz. Çünkü “Fark etmek” ifadesi, oldukça iyimserlik içerir ve hataların tamirine umut verir ama o da imkânsızdır. Bu gün, aynı sürece yeniden başlandıklarını düşünsek dahi, hemen daha beteri olacağı endişesi hâkim oluyor.

Osmanlının, 621 yıl ötelediği Anadolu toplumu ile çağdaş bir Cumhuriyet Devletini kuranlar, devlette devamlılığı kabullenmiş ve bağlı olarak, saray hovardalığı için yapılan beş yüz miyar $ dış borcu ödemiştir.  Ayrıca, 148 üreten işletmeyi de ortaya çıkaran bir yönetim olmuştur. Bunca fedakârlığın tek hedefi vardı, o da, tam bağımsız mutlu bir ülke olmaktı. Sizler ve öncekiler bu hayali yok ettiniz, neden?!

Kuruluşun ilk 23 yılında motivasyon ile canlı tutulan milli duyguları, sonraki 77 yılda unutturuldu ve arap hayranlığına dönüştü. Bu gün kutsal kitabımız Kur an’ı Türkçe okuma anketi yapılsa %60’ı hayır der. Eğer evet diyecek %60 olsaydı, sandıklardan din ile aldatalar çıkmaz,  devleti, çağdaş eğitimli, liyakatli ve başaranlar yönetirdi. Başarmanın tesadüfle ilgisi olmadığını 1945-60 yılları Almanya’sından anlayabiliriz.

Almanya’da iktidara gelen Nazi Partisi ve başındaki Hitler için 1933 yılında kabul edilen yetki yasaları, onları 2.dünya savaşına taşımış ve sonucunda ülkeleri yerle bir olmuştur. Sonraki 15 yıl içinde Alman şahlanışını sağlayan güç, geçmişte kazanılan pozitif eğitimidir. Atatürk, bu gerçeği önceden görmüş ve reformların olgunlaşmadan demokrasiye geçilmesi, saptırılmaları kolaylaştırılmıştır. Bu günün, tarikatçı ağzı ile konuşan Diyanet İşleri Başkanı varsa ki var, başka söze gerek yoktur.

Diyanetin kuruluş amacı, halkın inancını ve kutsal kitabını anlayarak okuması, ondan yaşam tarzına değerler aktarabilmesi için yardımcı olmasıdır. Diyanet bütçesi, icracı üç bakanlık toplamına ulaşmış ama üretilen yok, bu kadar büyük bir kurum tarikatlar merkezine dönmüş. Üç haneli bir köyden Almanya ve Avustral’da çalışıp dönenler, üç ayrı cami yaptırıyor. 3 ev, 3 camii, 3 imam ve 3 cemaat, bunun adı akıl tutulmasıdır. 

Evet, imam maaşı, cami bakım ve sair giderleri hazinedendir. Aynen geçilmeyen yol ve köprüler için ödenenler gibi. Peki, vizyon bunun nereside? Üretmede, üretmeden tüketilemeyeceğini bilmededir. Yediğin ekmeği, eti üretmek,  giydiğin basmanın pamuğunu, kumaşını üretmek, Kullandığın makinenin, aracın demirini kömürünü üretmeyi düşünebilmek vizyon’dur. Ben her şeyi ithal ederim demekte an azından cari açığı bilmemek yani vizyonsuzluktur.

30 Haziran 2021

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s