Birkaç Şehit

Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya’ya giden askeri birlikte de, “birkaç Şehit var” dedi. Demiş olabilir, ne var bunda gibi düşünebilirsiniz. Nitekim bende yazıya başlarken, Sn. Erdoğan’ın birkaç gün önceki sözü diyerek başladım. Malum, “birkaç”, kesin bilinmeyenin ifadesidir. Ama şehit asker sayımızı Cumhurbaşkanı’nın bilmemesi düşünülemez.  Sıkıntı da burada, on sekiz yıldır verilen şehitlerin sayısını çıkarmamızın zorluğu bile bize birkaç bin olarak ifade ettirmeye izin vermez.

Nedeni gayet açık, çünkü şehit olanlar evlatlarımızdır. Onlar vatan uğruna kendilerini feda ediyor, bize düşende minnet borcu ile anmak ve belgelerle unutulmaz olmalarını sağlamaktır. Diğer milletlerden farkımız askerliği kutsal saymak, varsa özrümüz engel olmuşsa askerliğe üzülmektir. AKP’li olmanın farkı, kendi deyimleri ile “Hamdolsun olmayan özürler bulduk ve askerlikten yırttık.”. Bu düşüncede minnet, vefa olur mu?

Şehitlik son mertebedir ve tektir. PKK, Sınır savunması, Canlı bombalar, Tuzaklar, FETÖ darbe girişimleri,  Katliamlar ve tarihimiz boyu süren yurt savunması. Özellikle Anadolumuzun her karış toprağının şehit kanı ile ıslanması, bu vatanı vatan yapan yegâne farklılık değil midir? Efendim bu şehit benim şehidim, çünkü ülkeyi benim yönetmem uğruna şehit olmuştur. Politikaları benden yana olan ve olmayan olarak belirleyen kafaların, şehide de böyle bakması yanlış ama bizi şaşırtmamıştır.

Dört yüz yıl Osmanlı hâkimiyetinde kalan arap yarımadasının, paraları saraya akmış ve âlemlere vesile olmuştur. Sonra keşfedilen petrol, İngiliz ve Amerikan zenginliği, işte nimet ve ganimet budur. Nimeti çarçur eden Osmanlıdan, ganimete jandarmalık için soyunan TC’nin hazin hikâyesidir. Özetle biraz daha açıklayalım. Osmanlı yemiş içmiş sonra çekip gitmiştir. TC, koltuk sevdası için eşbaşkanlığa tav olup arkasından jandarmalığa mahkûm edilmiştir…

Evet, şehitler daha çok olabilirdi, mesela birkaç bin yerine birkaç yüz bin olmadıysa, yönetenlerin bir iyiliği, yani uzman askerlik sayesindedir. İşte bilmenin yararı, Kur an ın ifadesi ile bilen ile bilmeyenin farkıdır. Burada da, sebep sonuç ilişkisi var ama zararın azı, faydanın çoğudur. En büyük fayda yönetenlere düşüyor. Bunun için de ilkeli dış politika, dayanışmalı ve özverili iç politikadır.

ABD de bir parti ve o partinin başkanı gidiyor, yerine gelenlerin, ülke çıkarlarına bakışı değişmiyor. Bize karşı biri aba altından sopa gösterirken sonraki, akıllı ol oğlum, ben ne istersem yapabilirim diyor. Sonuçta hepsi, Amerikan çıkarında birleşiyor. Yani hiç biri diğerine, “FETÖ’cü R, Bay K” diyerek hakaret etmiyor.

25.02.2020

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s