Adalet

Son iki yazımızda, büyüyen Biat ile olmayan Demokrasiden söz etmiştik. Bu günde, bulunamayan Adalet’ten söz etmek istiyorum. Biat, ulusal bir kavram olmasa da, topluma zararlı etkisini artıran bir eylemdir. Demokrasi de, egoist ve ikiyüzlülerce maske olarak kullanıldığı için kaybolmaya yüz tutmuştur. Adalet’in önemini biliriz ama ona da, bilerek yaptıkları hataları sorgulatmak istemeyenler engel olmaktadır.

Adalet, yargılamanın doğru ve güzel sonucudur. Adaletin oluşumunu sağlayanlar, Hâkimler, Savcılar, Savunma Avukatları ve adliyelerin diğer çalışanlarıdır. Her Adliye binası duvarında, Hz. Ömer’e ait “Adalet Mülkün Temelidir” sözünü görürüz. “Adalet mülkün temelidir” sözü ile anlatılmak istenen, bir devletin veya düzenin esası adalet olduğudur…

Osmanlının, keyfe keder yürüyen yargılaması, Cumhuriyet ile evrensel hukuk esasına dönüşmüştür. Ama onca özen ve itinaya rağmen yargılamaya da şeytanlık karışmıştır. 1966’dan sonra sahnelere çıkan Fetullah Gülen şeytanı, sırtını düşmanlara dayayıp işlediği sınav sahtekârlıkları, beyin yıkama hücre ev vaazları ve 2002 den sonra da AKP ile kurduğu seçim ittifakı sonucu, devletin tabanına karpuz kabuğu koymuştur…

AKP durumu, Ergenekonlara kanarak, 17/25 Aralık 2013 rüşvet olayı ile jetonunu düşürerek, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ile ancak anlamıştır. Ama 16 Nisan 2017 de, ısrarla tek adamlık sistemine geçerek doyumsuz olduklarını kanıtlamış ve millete benim dediğim olacak dayatmasını kabul ettirmiştir. Bu günkü ekonomik krizler, bu dayatmanın sonucudur ve devam ettirilmek için ısrar vardır. Israrlara bağlı olarak, Hâkimler ve Savcıların siyasal etki altına olacağı, kendi anayasası ve AYM kararlarını tanımadıkları için aradığımız adaleti bulmakta zorlanıyoruz.

İnançlar yoluyla adaletli toplumların oluşamadığı gerçektir. Yahudilerin ihtirasları, Hıristiyanların devrimleri bu gerçeğe dayanır. Hıristiyanlar bu açığı pozitif eğitimleri ile gidermiş ama Müslümanlar henüz bir çare bulamamıştır. İslamiyet’in doğuş yeri Suudileri düşünelim. Adalet için halkın eli kolu kesilir ama en büyük hırsız kral’dır. İyi tanımasak ta, ilkel inanışlı uzak doğuluların daha adaleti olduğu görüşündeyim.

Demokrasi ile Adalet ayrılmaz kavramlardır. Bu yüzden AB toplumu takdire şayan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkeme(AİHM) kararları, halklarına güven ve değer katar. İşte bu yüzden AB üyesi olmamız gerekmektedir. Mesela, Hz. Ömer’in “Adalet Mülkün Temelidir” sözünü ne güzel anlamışlar değil mi?

Ulusumuz,  bin yıl öncesinde ve aynı coğrafyada daha adaletli iken, hurafeler yüzünden adaletsiz kaldık. O zaman olmayan kölelik, bu gün mollalar ve şeyhler ile zorunlu hale sokuluyor. Tarikat ve cemaatlerde adalet olsaydı, halkı köleleri olarak tanımlamaya cesaret edebilir miydi?

Konumuzu, birkaç adalet deyimi ekleyerek bitirelim. Ahlaki nizam, adalet sayesinde korunabilir. Kılıcın yapamadığını, adalet yapar(K.S.S). Hukukun azaldığı yerde, kuvvetlinin hukuku geçerli olur. Bir ülkede iktidara karşı dava açabilen Hâkim ve Savcı yoksa o ülkede adalet yoktur(Buda bizi tanımlayan bir deyim).

03 Haziran 2021

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s