Türkiye Cumhuriyeti(TC) Merkez Bankası(MB) Başkanlarından sözedeceğiz. Osmanlıda paranın yeri saray hazinesiydi, Cumhuriyet kurulduktan sonra Devlet kasası olarak MB düşünülmüş ve Ulus meydanına binası inşa edilmiştir. Yıl 1931, ilk Başkan olarak Selahattin Çam görevlendirilmiş ve aradan geçen tam 90 yılda, yani 21 Mart 2021 de, 25. Başkan olarak Şahap Kavcıoğlu atandı. Bu açıklamanın ilginç yanı, son iki yılda değişen Başkan sayısının 4 olmasıdır.
Her ülkede, daha doğrusu demokrat olan ya da kendini demokrat sanan ülkelerdeki MB’ları yaklaşık aynı konumdadır. Görevleri, devletlerin para ve fiyat politikalarını kontrolde tutmak ve diğer devletlerin MB’ları ile uyum içinde olmalarını sağlamaktır. Bu yüzden MB yönetimi, Anonim Şirket statüsü ile oluşur. Başkanı ise, Bakanlar Kurulunca beş yıllık sürede, siyasilerden bağımsız çalışmak üzere atanır. Sözü edilen düzenlemenin dayanağı, 26 Ocak 1970 tarihinde kabul edilen 1211 nolu yasa’dır.
Herkesi yakından ilgilendiren bu kurumun görev ve yetkilerini anlamak için TC MB sayfasına girilip, bankanın 1211 nolu yasa’daki detaylarının okunmasını öneriyorum. Çünkü sıkça gündeme gelen bu kurumun işi, bizlere sadece faiz ve döviz kuru olarak yansıyor. Oysa çok değişik işleri olup, örneğin, halkın elindeki paranın kontrolü ve yenilenmesi(emisyon), paramızın ülkeler arası değerinin iyileştirmesi, vs. Bir ülkenin parası, diğer ülke ve milletlerce ne kadar çok elde tutuluyorsa, o kadar kıymetli para demektir. Bunu da ancak vatanını ve milletini seven yöneticileri başarır.
Son iki yılda, bir MB Başkanının çalışma süresi ortalama 6 aydır. Hiçbir başkanın 6 ayda başarısız olduğu ya da olacağı anlaşılamaz. Ona başarısız diyen, önce aynaya bakmalı ve kendi hatalarını gidermelidir. Son atanan başkan bu konuda akademisyen ama kolları sıvayıp işe başlamak yerine, öğrencilere anlattığı basmakalıp önerilerini sıralamıştır. Bekleyip icraatını da, 6 ay mı,6 yıl mı kalacağını da göreceğiz. Atamasını yapan 20 yıllık AKP yönetimidir. Ekonomide ipleri elinden kaçırmış ve yakalayacak mucizeli bir başkan arıyor ama 20 yıl sonra kendi başarısızlığını görmek istemiyor.
AKP’nin 20 yıllık ekonomik serüveni; İlk 7 yılı kaynakları satıp her işe yabancıları davet ederek sıcak para cenneti, giderek bozulan ekonominin sonucundan yaşanamaz hale gelen ülke oluşudur. Kişibaşı yıllık gelir AB ülkeleride 40 bin $ ama bizde6-7 bin$’dır. Son bir yılın salgını, milli geliri belki de 5 bin$’a indirmiştir. Avrupalı salgına karşı aşısını olmuşken, biz parasız aşı bekliyoruz. Tırmanan salgına uzaktan bakıyor ve 150 bin dua üreticisini koruduğumuz için mutlu oluyoruz.
Entübe’ler ortamında yaşam savaşı verenler, ev hapsi, işsizlik, borçlanma, vergi artışı karamsarlığı ile çoğalan umutsuzlarımız, sırtından beslenen tarikatlara, kendi seçtiği siyasilere köleliğinin arttığını göremiyor. Zorunlu faizi istemeyen yönetim, istediğini yaptıracak MB başkanı arıyor ama paramızın pul, dövizin altın olacağını göremiyor.
Sonuç olarak, darbelerden, enflasyondan, afetlerden, algı politikaları ile kazananlar yönetenler, bilgisizliğinden, çaresizliğinden ve iyi niyetinden kaybeder halk oluyor. Buna rağmen hala onlara şans vermeğe devam ederse, ensesini cellâdına hazırlamış olacak ve hatasını da asla öğrenemeyecektir.
24 Mart 2021
Hüsnü ARSLAN