Uhrevi din tacirlerinin insanların önüne sürdüğü çekici yem cennettir. Bakmaya kıyılmayan huriler, yemeye doyulmayan yiyecekler, yani sadece bunlar değil, var da var. Ama bunlara ulaşmanın yolu ve parolası, “bu dünyada cefa çek, öbür dünyada sefa sür.” Kimler söylüyor bunları ve kendilerinin neler yaptığına birlikte bakalım ve bizi aptal yerine koymalarına izin vermeyelim.
Dünya nüfusunun inançlarına göre dağılımını eklemek istedim. 2010 yılı tespitleri ile dünya nüfusu 6,9 milyardır. %32 Hıristiyan, %23 Müslüman, %0,2 Yahudi, %4,8 Afrika dinleri, %25,9 Uzakdoğu dinleri ve %14 inançsızlardır. Demek ki, cennet’in peşinde olanların oranı %55,2’dir. Hal böyle iken, cennet’e ait yorumlarımızın, kendi inancımız İslamiyet’e bağlı olacağını ekleyip devam edelim.
Ülkemizde 40 kadar tarikat ve cemaat var. Üye sayıları tam bilinmiyor ama az değil ki, bazı politikacılar her seçimden önce tarikat yuvalarına uğruyor. Tarikatların üst kadrolarındakilerin bilinen işleri yok ama mirasyediler gibi harcamaları oluyor. Bu gelir tabii ki üyelerden ve varsa kendilerine bağlı vakıflardan toplanıyor. Çalışan bir üye tarikatına düzenli olarak ödemesi oluyor. İşte bu ödemelere karşı Şeyh, üyesine cennete gitmek için aracı oluyor.
İslamiyet, Tanrı ile kulu arasında kimse olamaz der ama zavallı tarikat üyesi, Şeyh’i aracı görür. Hatta kölesi olarak bağlı kalacağını kabullenir. Dikkat etmişseniz gittikçe yaygınlaşan bir söyleme göre “Tarikatlar devlet kurumlarını ele geçiriyor” deniyor. Bu acı gerçeğe dur diyenimiz olmuyor. Sebep, bizde siyasetçinin tek amacı sandıktan çıkmak ve koltukları kapmaktır. İşte bu yüzden Şeyh’i, onlarda kabul etmiş oluyor.
Cennet sevdalısı çaresizler yanında, bu dünyayı cennet gören siyasetçiler ve tarikatlar ile iç içe olan birde din görevlileri var. Genelde Diyanette çalışan, sırtlarını siyasiler ile tarikatlara dayamış, üretmeden tüketen ve her an cennetten bahseden yaklaşık 150 bin kişidir. Kısaca üretimin ne olduğunu açıklayalım. Tarım ve sanayi ürünleri ile katma değer kazandırmak. Toplumun işine ve iyiliğine dönük hizmetler. Eğitim ve öğretim hizmetleri. Devlet ve millet için savunma ve güvenlik hizmetleri. Yargı ve adalet hizmetleri. İletişim, haberleşme, fikir üretme ve eğlence hizmetleri.
Diyanetin hazırladığı Cuma hutbeleri, imamların namaz kıldırmaları elbette güzel hizmetlerdir. Ama vaazlarda, 1400 yıl önceki hikâyeleri tekrarla anlatmanın faydalı hizmet olduğunu kabul etmek çok zordur. Yani vaazlarda faydalı fikir paylaşımı olmadığı için dinleyeni de yoktur.
Cennet ahrette olduğuna göre, kul hakkı yememek dürüst ve iyi ahlaklı olmak gerekir. Kuş sütünün eksik olmadığı ve kul hakkı ile donatılan tarikat sofralarında, yarı yatar vaziyette kıtlıktan çıkmış gibi yiyenler, cennet için aracı olabilir mi? Ramazan geliyor, kul hakkı ile iftar sofraları düzenleyen siyasilerin, cennetin ahrette olduğu inancı var sayılır mı? Pazar artığı ile beslenip hala böyle bir parti seçerse doğru olur mu?
27 Mart 2021
Hüsnü ARSLAN