Kara Tablo

Seçim, Savaş, Terör, Suriyeli ve Corona derken, Geçim Trenlerini kaçırdık. Birde bu yıl kış masraflarını bitiremedik. Ailelerin ve bireylerin 1/3’i işsiz, 2/3’i de dar gelirli ve güzel ülkem, dertliler ülkesi oldu. Kış, ilkbahar derken, yaz geldi ama ne mevsimleri, ne de nimetlerinin tadlarını alamadık. Millet çaresizlik, yönetenler ise, bulunamayan hint kumaşı zannı içindeler. Bu durum, kara tablo değil de başka nedir?

Hep yazıyoruz, üretip tüketirken şimdi sadece tüketiyoruz. Tahıl ve bakliyat çok az ve mecburen ithal. Sebzeler üretiliyor ama tarladan çok serada ve yerli tohum yasaklıdır. Meyveler hormonlu ve tadları anlaşılmaz olmuştur. Buna rağmen fiyatlar uçuk,  halka alıp yemek değil sadece bakmak düşüyor. Hayvancılık da az, dolayısıyla ne olduğu bilinmeyen ürünlere verilen astronomik fiyatlar, para bulursan bastırıp alıyor, ya da büyük faizlerle kredi çekip yedi kuşak sonrasını borçlandırıyorsun.

Evet, demokrasi için seçim diyoruz, olmadı bir daha derken, seçim ekonomisi içinde boğuluyoruz. Savaş, terör, suriyeli masrafları cabası, birde corona eklendi, tuzu biberi oluverdi. Her şeye rağmen memleketi en iyi biz yönetiriz diyenlerin pişkinliğini, kendi insanımız darda iken, hala 5 milyon Suriyeliye kaynak aktaranları ve bu yükü millete taşıtanları anlamak mümkün mü?  

Anlaşılmayan bir husus daha var. Seçim öncesinde ucuz mal satış yerleri açılıp, seçim bitince kapanmasını ve bu şekilde milletin kandırılmasını. Mesela, geçmiş yıllarda oy için promosyon yardımlarını ama asıl suç bu dilden anlayanlarındır. Onlar ki, bu hatalarıyla demokrasiye bilerek gölge düşürmüşlerdir.

Özellikle bu kara tablo da yerini almasını istediğim bir husus daha var. Bu da gıda maddelerimizin üreticilerinin devamlı zarar ettiklerinden şikâyetleridir. Aynı şekilde biz tüketicilerde bu ürünlerin aşırı pahalılığından şikâyet ederiz. Örneğin, sürümü çok olan domatesi ele alalım. Domates üreticiden 50 krş ile çıkar ama tüketiciye en az beş liraya ulaşır. Peki, aradaki 4 lira 50 krş nereye gider?

Bu olay yeni değil, 70 yıldır böyledir. Meydanlara çıkıp demokrasi naraları atan sözde demokratlardan hiç biri, bir kez de üreten ve tüketen sizi aracı komisyoncularından kurtarırız vaadi verememiştir.  Kusura bakmayın, olayın sahipleri ile ortaklarına,  silah yerine para kullanan mafya demek geliyor içimden.

Atatürk’ümüz kooperatifçiliği başlatmış ve uygulayıp yararlarını göstermiştir. Sözde demokratlar vazgeçip, üretici ve tüketici esareti ile bu çok geniş ekonomi alanın tek patronluğuna komisyoncuyu yerleştirmiştir. İşte size perişan olmuş ekonominin düze çıkarılma önerisi kooperatifçilik, uygulamak için gücünüz varsa hemen başlayın. İnanın, insanlar size, kapalı alandaki sigara içme yasağından daha çok dua edecektir.

06 Haziran 2020

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s