Şeytan

İnsanlık, tarihi boyunca iyilik ve kötülük ikilemi ile süregelmiştir. Özetle, iyiliği insanlık, kötülüğü şeytanlık olarak tanımlanmış ve bu rekabetin sonucunda hep   şeytan karlı çıkmıştır. Sanırım bu kötülüğün hırsı, iyiliğin masumiyetini istismar etmesindendir. Bir başka değişle doğru ve yanlış, inançlı ve inançsız kavramlarını içine alarak, sorunun boyutu büyütmektedir. Öyle veya böyle, iyiliğin, kötülüğü denetlemesi hakkında görüşlerimi aktarmaya çalışacağım.

İnsanlığın, üç yüz bin yıl kadar eski tarihi olduğu söylenir. Tarih, MÖ 3500 yılında Sümer yazı sistemi bulunuşu ile başlar. Yazıya, birbirinden uzak insanların iletişim aracı da diyebiliriz. Düz hesapla MÖ 3500, MS’da 2000 ve toplam 5500 yılı yazı sayesinde tanıyoruz… Bu kısa tarihçeyi takiben, iyi ve kötü insanlık asıl konumuz olacaktır. Tarih öncesini, arkeolojik kazılarda bulunan figürlerde,  sonrasını da yazı ile hep iyi ve kötü insan tipleri yansıtılmıştır.

Tarihi takiple bilinen 5500 yılın ilk 3000 yılı uhrevi dinler öncesi olup, devamlı artan kötülüklerin önlenmesi amacıyla sonrasında gelen dört dinin etkisi yeterli olamamış. Bunu nasıl anladığımızı şöyle özetleyebiliriz. 2500 yıl boyunca sadece Hıristiyan toplum kiliseye karşı olmuş ve kendilerini ön safa taşımışlar. İnsan hakları ve ahlakı, bilim, kültür, sanat ve teknolojideki başarılarını tartışmak mümkün değildir.

İsterseniz kendimizi, Avrupalı ile kıyaslayarak devam edelim. Az da olsa Avrupa’yı ve Avrupalıyı tanıdım. Çevre ve kişisel temizlikleri bizden kat ve kat öndedir. Sözlerine ve vaatlerine güvenilir. Sanat, bilim ve teknolojide farkımız tartışılmaz. Yaptıkları işe hile katmaz ve kul hak yemezler. Toplumda adalet endişesi yoktur. Bu yüzden köşeyi dönmüş Avrupalı bir lider yoktur.

Bırakın ortadğunun diğer milletlerini, onlar şamar oğlanına dönmüş ve hak ettikleri muameleyi görüyorlar.  Peki, biz ne yapıyoruz? Avrupalının tam tersini yapıyoruz. Bu akşam İslam Peygamberi’nin doğumu için Kandil gecesidir. Onun nasıl örnek biri olduğunu ağlaya sızlaya anlatırlar. Lebalep dolu camilerde herkes tövbekâr ve adeta sütten çıkmış ak kaşık gibidir. Çok değil, yarın din görevlileri ve tarikatçıları istismar, onların mümin dedikleri kadın cinayet haberleri sıralanır. Fazlasına gerek var mı?

Konuya örnek olacak bir anımı eklemek istiyorum. 1985 yılında İstanbul’dan Bursa’ya geldim ve fason kumaş boyama yapan bir işletmede çalışmaya başladım. Yaklaşık yüz kadar müşterimiz vardı ve % 80’i ödeme aksatırdı. Bazıları pavyon harcamalarını övünerek anlatır ama şirkete borç takıp pavyonda harcamayı marifet sayardı. Bunlara şeytandan başka ne denir?

İşte bunlar insan ile şeytanı ayıran kıstaslardır. İnsanlık, liyakat, hak, adalet ve temiz ahlak sahibidir. Şeytanlık ise bunlardan yoksun demektir. Şeytan kim? Avrupalı mı, biz mi? Genel anlamda dünya milletlerinin iki şeytanı vardır. Biri, miskinliği, adiliği ile ünlü Araplar, diğeri, çok çalışkan ama çok bencil Yahudilerdir. Sanırım akraba olmalarına dayanan bir bezerliktir.

17 Ekim 2021

Hüsnü ARSLAN

Yorum bırakın