Bir toplumda ahlaki değerlerin disipline edilmesi, demokrasiye rağmen gereklidir. Bunu da en iyi şekilde hazırlanmış yasalar ve o yasaları dikkatle uygulayan yargı sağlar. Binlerce yıldan beri uğraşan dinlerin hiç biri bu konuda etkili olamamışlardır. Çünkü dinlerin getirdiği yasaklara uymayan öncelikle din görevlileri olmuştur. Zina, 1926 yılında kabul edilen TCK 440, 441 ve 442 maddeleri ile suç sayılmış ama 1996’dan sonra bireysel özgürlük olmuştur.
Medeni Kanun’a göre zina hala bir boşanma sebebi olarak sayılıyor. Ama Anayasa Mahkemesi, 23 Eylül 1996’da verdiği kararda, 765 sayılı TCK’nin 441. Maddesinin Anayasa’nın 10. Maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir.
2004’teki AB üyelik müzakereleri sürecinde, zina tartışmaları tekrar gündeme geldi. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti, Türk Ceza Kanunu’na (TCK) zina kavramının girmesiyle eşlerin birbirini aldatmasının önüne geçileceğini, kadın erkek eşitliğinin sağlanacağını savundu.
Kadın hareketi, zinanın yeniden suç olarak sayılmaya başlanmaması için büyük bir mücadele verdi. Dönemin Dışişleri Bakanı, o gün Meclis’te zina düzenlemesinin yeni TCK’ya konmayacağının ilk sinyalini verdi. Dönemin Adalet Bakanı, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve Anayasa Komisyonu Başkanı, zinanın suç olmasının AB açısından doğru olmadığını savundu. 26 Eylül 2004’te kabul edilen TCK’da zina maddesi yer almadı. Bunlara rağmen zina, Medeni Kanun’da hala boşanma sebebidir.
Evet, zina ile ilgili yasal değişikliğinin seyrini özellikle ekledim. AKP iktidarı başından beri bu ve idam konularına sağ gösterip sol vurarak yaklaştı. Amaçları, giderek ilginin azalmasının önlenmesi hedeflenmiş ve büyük ölçüde başarılmıştır. Şimdi sıra Medeni Kanun’a gelmiştir. Çünkü doğu illerindeki oy desteği azaldı, tek umutları tarikat ve cemaatlerdir. Oralardaki azgın ve sadist yaşlı adamlar, 9 yaştan sonraki kız çocukları ile evlenmek istiyorlar.
Bu konu üzerinde gereğinden fazla duruşumun nedeni, AKP’nin en yakınındaki bir televizyon kanalında epeydir devam eden bir programda, evli ve çocuklu ailelerde 2-3 çocuğunu terk eden annelerin, çoğu evli başka erkekler ile yaşama maceraları iştahla ve sadece tek kanalda gösterilmektedir. Mağdurlar ve mağrurlar savaşıyor ama mutlu olanları, sadece program yapımcılarıdır.
Can simidi gibi sarıldıkları AB üyeliği dönemi bitmiş, köprülerin altından nice sular geçmiştir. Tüm olumsuzluklara rağmen koltuklar korunmuş ama umutlar azalmıştır. AKP, yine zina olayını gündeme taşınmıştır. Televizyona taşınan zina olaylarının ve umut kalmamış AB üyeliğinin, yeni zina yasasını ben yaptım oldu demeden ele almalarını ve açık bir özeleştiri ile kendilerini sorgulamalarını umut ediyoruz.
09 Mayıs 2020
Hüsnü ARSLAN