Devlet Babalığı

Milletimizin yakın geçmişinde, “Devlet Babalığı” anlayışı vardı. Günümüzde devlet babalığı tümüyle yok sayılmaz ama var diyebilmekte zordur. Çünkü liyakat yok oldu,  ağzınızla kuş tutsanız hatırlı tanıdıklar gerekiyor. Yeni Kastamonu’ya 26.12.2015’de yolladığım bir yazımda, aynı konunun bazı detaylarını vermişim. Bu yüzden, devlet babalığının tarih içindeki serüveni ile en verimli çağı üzerinde durmam gerekiyor.

Cumhuriyet, Türk Ulusunun 16.uygarlığıdır. Önceki 15 uygarlık Hanlıklar, Beylikler ve Sultanlıklardır… Zaten göç ederek yayılan bu millet, başındaki buyurucu adıyla devletler kurmuş, sanırım bu yüzden hiç biri çok uzun süreli olamamış. İşte Atatürk ve arkadaşları Cumhuriyeti kurdukları zaman, kendi adları yerine halkın, “TC’nin” sonsuza kadar sürdürülmesi düşüncesini empoze etmişlerdir…

Rejimler daha çok çağ meselesidir. Ortaçağ ve öncesinde olmayan Cumhuriyet, günümüzde eski rejimlerin yerini almaktadır. Ayrıca demokrasi ile taçlandırılıp, halkın egemenliğini vazgeçilmez hale getirmektedir. Ama hala tek adamlık ve diktatörlük hevesini yaşayanlar ve yaşatanlar vardır. O ülkelerde zaten imkânlar merkezileşir ve halk fakirleşir. Köşkler, saraylar ve oralardaki savurganlıklar, onların eseri ve marifetidir. Önemli olan, bu açık gerçeğin zararlarını halkın anlayabilmesidir.

Yeniden devlet babalığına dönelim. Çok eskileri zaten fazla tanımıyoruz ama Osmanlı dönemi halkı, Tanrı’dan önce Sultan’ın kulu olduğunu kabul etmiş. Kulluk baskısı ile milliyetini unutturulmak istenen halk, kendini devlet koruması altında görebilir mi? Zaten görememiştir, çünkü halkın üzerinde yaşadığı tarlası, kendisi hatta yürüyen karınca ve uçan kuş dahi sultan’ın kulu ve malıdır. Gel deyince gelir, öl deyince ölür.

Cumhuriyet kurucuları öncelikle pek çok ilkeyi hayata geçirmiş. Bunların bazıları; Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin olacak. Cumhuriyet ile millet, kendi kendini yönetecek. Adalet mülkün temeli olacak. Kulluk ve kölelik olmayacak. Millet, muasır medeniyete göre eğitilecek. Çok çalışılıp çok üretilecek ve Tam bağımsız olunacak…

Takdir edersiniz ki ilk 23 yılda, olabilen oldu. Sevgi ve güven içinde köylü ve kentli, erkek ve kadın omuz omuza vererek devlet babalığı kavramını oluşturuldu. Devlet babalığının sadece devletten karın doyurmak olmadığı anlaşıldı. 05 Aralık günü, kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı kazandırılışın 84.yılıydı. Gördüklerimiz, hala kadınlarımızın ve erkeklerimizin en az yarısı bu haklardan bihaber, ya da inkârcıdır.

Sonraki dönemde ve sandık uğruna, kimisi batırıldı, kimisi satıldı, kimisi hortlatıldı. Nüfus 81 milyon, tüketmek moda, üretmek de-moda oldu. Böylece ülkemiz de, tam bir Ortadoğu manzarası oluştu. Bastır parayı, al malı, ye iç keyfine bak. Mirasyedilik acaba ne kadar sürecek? Beka sorunu var diyorlar, doğru, borç alarak devlet çarkı dönmez. Bu gidişin sonu köleliktir, başkasına kölelik sultan’a kulluktan beterdir.

Cumhuriyete ve kurucularına düşmanlığın sebebinin anlaşılması çok zordur. Tek açıklaması, “Emeksiz kazanımın kıymeti anlaşılmaz.”sözümüzdür. Emek verenlerin azlığı, eğitim düzeyi yetersiz ve yanlışlığı, halkımızı ve daha çok kadınlarımızı çıkar ve ihanet çetelerinin ağına düşürmesidir. ”Son pişmanlık fayda etmez” sözü utulmasın.

07.12.2018

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s