Anketçiler tam gaz çalışmaya başlayıp, seçime bir yıl kala seçileceklerin durumunu değerlendiriyorlar. Özellikle ülkemizdeki ekonomik çöküşün etkisi, yirmi yıllık AKP iktidarının kâbusu olmaya devam ediyor. Ne yazık ki tansiyonu düşürmek için yeterli kozları kalmamış ve umutsuzluğu gidermek için otoriter görünüp havlu atmamaya çalışıyorlar. Keşke bir çıkış yolu bulunup bir yıl sonrasında makamlarını demokrasinin erdemiyle devredebilseler ya da huzurla devam edebilseler.
Anketler, seçilecekler ve muhakemeli seçenler için çok önemlidir. Ama ön koşullu ve her şeyi gri görenler için hiçbir anlamı yoktur. Ülkemizde demokrasi var deriz ama azımsanmayacak kadar nüfusumuz, “ben kargadan başka kuş tanımam” demesi ve bunlara eklenen peşin hükümlüler ile seçimin kaderini belirler. Yinede İslam ülke ve toplumlarında olmayan demokrasinin, ülkemizdeki yetersizliğine dahi şükrediyoruz.
Demek ki, demokrasiye sahip olmanın önemi çok büyüktür. Çünkü toplumun gelişme düzeyi inançlara göre değil, sahip olduğu/olamadığı demokrasi düzeyiyle ölçülüyor. Buradan, demokrasiyi kabullenmemiş veya az kabullenmiş ülke ve milletlerin, sömürülmeye açık/kapalı oluşunu görüyoruz. İşte, “Her millet, kendine yayık yöneten seçer.”sözünün açık kaynağı böyle oluşuyor. 2018 yılından sonraki, demokrasiye ters sistem farkını muhaliflerin (altılı masa) konuşabilmiş olması da çok önemlidir.
Konumuza “Otoriter Yönetim” diyerek başlamıştık. Peki, yönetimde otorite bize ne anlatır? Azda olsa demokrasimize ters düşmemek için yanıtım bilgili, akıllı, hızlı, adil ve doğru kararlar alan yönetimi anlatır. Ama seçim öncesinde yasak yasaları önerileri, anladığımız otoriter yönetime uymuyor. Atatürk ve arkadaşlarının laik, demokratik ve hukuk devleti ilkelerine de uymuyor. Çünkü amaç, demokrasiyi güdükleştirmektir.
Değişik etnik ve kültürel toplumlu bir devleti kurmak kolay olmamış, buna rağmen kurulmuş, kendine yeten ve tam bağımsızlığa hedeflenmiş bir devlet olmuştur. İlk hedefi muasır medeniyet ve sonrasında tam bağımsızlık olduğunu duymayan ve bilmeyenimiz yoktur. Buna rağmen o büyük kuruculara hakaret eden ve bilerek karalayan örümcek beyinliler ile hadsizler söz sahibi olmuştur. Demokrasinin imkânları ile yetkilenip demokrasiye düşman olunarak ne elde edecekler?
Yurt savunmasının ilk şartı, özellikle savunma sanayide bağımsızlıktır. Bunu bilmek için siyasetçi ve siyaset bilimcisi olmak gerekmiyor. Tam bağımsızlık, demokratlık yaygarası, ülkücülük cazgırlığı ile olmuyor. Bine yakın parçasını üreterek proje ortağı olduğumuz ve ayrıca parasını ödediğimiz F-35 uçaklarını alamamak bu hazin durumun kanıtı değil midir?
Otoriter yönetimin ideolojik ayrıntılarına girmeden tanımı için uğraştık. Ön koşullu seçmenler bağıran, gürleyen, kükreyen ve hakaret edenleri otoriter yönetici sanırlar. Oysa çarşı pazar etiketleri gürleyeni dinlemiyor, zıplayarak yükselip erişilemez hale geliyor. Muhteremlere önerimiz, gürleyerek kendilerini zorlamasınlar. O enerjileri, göreve devamı sağlamak, devamında başarılı olmak için sizin ve bizim için gerekli olduğuna inanıyoruz.
02 Haziran 2022
Hüsnü ARSLAN