En son haliyle “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” sihirbazın torbadan çıkmamıştır. 23 Nisan, her biri farklı değerlerde dört milli bayramımızın ilkidir. Bir asır öncesine uzanan bu bayramlar, yok edilmek istenen bir ulusun verdiği kurtuluş mücadelesinin anımsatılması ve milli duygularımızın tazelenmesi için çok önemlidir. Bu kapsamda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu Olsun.
Üç kıtada 620 yıl hükümran olan Osmanlı, 20.yy başında yok edilmek için boy hedefi olmuş, 1.dünya savaşı ile yeterince yıpratılmış ve Alman ortaklığı ile yürümeyeceğine inanan Vahdettin, kendini ve sarayını İngiliz askerine emanet etmiştir. Çanakkale’nin kuyruk acısına karşılık mutlu olan İngiliz donanması, beş yıl İstanbul’un keyfini çıkarmıştır. Şimdi bu tarihi gelişmenin devamı Kurtuluş Savaşı’na geçelim.
Adı üzerinde Kurtuluş Savaşı, zorluğu, yılların savaş yorgunluğundandır. Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, Amasya, Erzurum ve Sivas ta kanaat önderleri ve kongreler ile halkı ikna eder ve yaklaşık bir yıl sonra Ankara da topladığı temsilciler ile TBMM’ni, 23 Nisan 1920 de hizmete açar. Meclisin ilk yılları tümüyle savaş odaklıdır. Savaşın kaderini, fedakâr komutan ve askerleri ama bir o kadar da aldıkları kararlar ile halkın temsilcilerinin katkıları belirler.
Ankara da halkın temsilcilerinden oluşan TBMM olmasına rağmen, halkın gözü kulağı hala sarayda olduğu da biliniyordu. Bu durumun zaferleri etkilemesi de doğaldı ve 01 Kasım 1922 de TBMM, saray kararlarını tanınmayacağını ilan etti. Bu tarih, 5-6 yıl bağımsızlık tarihi olsa da, 1927 yılında 23 Nisan ile birleştirilip Çocuk Bayramı olmuş, 1979 yılında UNESCO 23 Nisan Şenliği, 1981 yılında da, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı oluşunun seyrini kayıtlardan özetlemiş olduk.
Atatürk ve arkadaşları, 99 yıl önce Cumhuriyet’i kurup demokrasiye hazırlanırken, devamlı milletine ve vekillerine güvendiğini ısrarla söylemişler. Bu, aynı zamanda onların demokrasiye bağlılığının kanıtıdır. Her bayramın milli duyguları tetikleyen özelliğe sahip oluşu, ulusal milliyetçiliğin de vazgeçilmez olduğunu vurguluyor.
Onlar, Osmanlının yıkılışına, melezleşerek Türklüklerini inkâr etmelerinin sebep olduğunun bilincinde olmuşlar. İşte bu yüzden, Türk milliyetçiliğinin önemini sıklıkla söyleyip bayramlar ile heyecan kazanmasını istemişlerdir. Sonradan, 23 Nisan’ı çocuklara, 19 Mayıs’ı gençlere, 30 Ağustos’u Askerlere ve 29 Ekim’i millete emanet etmenin önemini anlatamamışsak, suçlu sadece bizleriz. Bizleriz çünkü 40 yıldan beri süren PKK ve FETÖ terörlerinin nelere mal olduğunu bile düşünemiyoruz.
Ne yazık ki, devleti yönetenlerin suçlardaki payı daha da çoktur. Yerli malı unutturan, tam bağımsızlığı göz ardı eden, tarikat ve cemaatlerin halkı köleleştirmesine kayıtsız kalan, milleti inançları yoluyla aldatan kesinlikle politikacılardır. Politikacılar, her 23 Nisanda bir koltuklarını çocuklara devrederken dahi samimi olamıyorlar. Onlar için tek amaç makamda kalabilmek ve saltanat sürebilmektir. Umarız, politikacı milletin egemenliğini, millet de demokrasinin ve kendi patronluğunun önemini anlamış olur.
22 Nisan 2022
Hüsnü ARSLAN