Son bir yıl içinde en çok tartıştığımız konu ekonomidir. Çünkü geçimi için çalışması gerekenlerin yarısı işsiz, çalışanlarda açlık sınırındadır. Enerji, sanayi ve savunma giderleri ile artan cari açıklara, tarım ürünleri ithalatı da eklenince ekonomide alarm başladı ve çarşı-pazarda alıcı değil seyirci kaldık. Bu gün, enflasyon zirvesindeki ilk üç ülke Zimbabwe, Türkiye ve İran’dır. Bilgi kaynağı, sosyal medya paylaşımıdır.
Doğrudur ya da değildir ama ülkemizin ekonomik sıkıntılar içinde olması dolaysıyla enflasyon zirvesindekideki ülkeler arasında olduğumuz gerçektir. Ben sıkıntıları yaşayan sade bir vatandaşım. Keşke ekonomist’im diyebilsem ve çözüm yollarını önerebilsem ama “Ben ekonomistim” diyenin son 20 yılda ülkeyi bu hale getirip, sanki göreve yeni gelmiş edasıyla konuşması, hatta suçu başkalarına yüklemek istemesi manidardır.
Şimdi zirvede görünen üç ülkenin kısa tanımlarını verelim; ZİMBABWE, Afrika’nın güney bölgesinde, denize kıyısı olmayan, yüzölçümü 390.757 km², nüfusu(2020) 14,86 milyon, para birimi USD’dır. TÜRKİYE, Ortadoğu’nun kuzeyi, üç yanı denizler ile çevrili, yüz ölçümü 783.562 km², nüfusu(2020) 84,34 milyon, para birimi TL’dır. İRAN, Ortadoğu’nun kuzey doğusu, güneyinde umman ve kuzeyinde hazar denizleri, yüz ölçümü 1.648.000 km², nüfusu(2020) 83,99 milyon, para birimi İran Riyali’dir.
Zirvedeki bu üç devletin genelde benzerlikleri yok ama sıkıntılarının ortak paydaları Amerikan ambargo ve baskılarıdır. Biz, ABD-Zimbabwe sıkıntılarını bilmiyor ve anlatamıyoruz. Ama ABD-Türkiye için akla gelen her türlü dayatmayı biliyoruz. Dünyanın tefeci devleti ABD’ye, 1946’dan sonra en büyük müttefik deriz ama aslında en büyük düşmanımızdır. ABD’nin İran’dan beklediği tavizler az geldiği için Şah yerine mollaları getirdiler ama onlardan hiç taviz alamadıkları için yanı başlarına donanma yerleştirdiler.
Biz, ABD ile her türlü kötü eylemi ve fitneyi özdeş görebiliriz. Çünkü her on yılda bir darbeler yaşamamızın ve demokrasiden koparak devam etmemizin arkasında onlar vardır. Onlara rağmen Kıbrıs sorununu çözmeğe uğraşmamıza karşı FETÖ ve PKK terörlerini besleyip destek verdikleri acı bir gerçektir. Evet, çıkarları için yüze gülen ve bu şekilde milletleri sefalete sürükleyen, örneğin, Ortadoğu’nun hali, hatta Rus-Ukrayna savaşının arkasındaki şeytan da ABD’dir.
Böyle bir düşmanın seni, beni ve her milleti, birbirine düşürmesi ve ekonomik sıkıntıya sokmasını göz ardı eden ülke ve milletler büyük gaflet içinde sayılır. Yine son örnek Rus-Ukrayna savaşı, şayet Rusya, Suriye de müdahil olmasaydı, ABD kontrolündeki Irak petrolü Hatay’ın burnundan Akdenize akıyor olurdu. Rus-Ukrayna savaşı, bizim pkk ile mücadelemiz gibidir. Daha ne olsun ki, AB ve ABD savaşmıyor ama savaşa tamtamlık yapıyor ve parsayı toplayan oluyorlar.
Biz savaşmıyoruz ama savaşanlardan daha aç ve zor yaşıyoruz. Bu sıkıntı ile birde Cumhuriyetin yüzüncü yıl seçimine gidiyoruz. Evet, seçime gitmek çok güzel ama bu, horoz dövüşünü andıran bir seçim ise bunun güzelliği olur mu? Zaten Turkey adı var, seyrederken Turkey seçim savaşı mı diyecekler… Çok açık söylüyorum, siyasilerimiz bu hale düşerek, sadece kendilerine değil, kendilerini seçecek millete zarar veriyorlar. Millet görev değişikliğini gerçekleştiremez ise, kendim ettim kendım bulduma katlanacaktır.
10 Nisan 2022
Hüsnü ARSLAN