Olmak ya da Olmamak

Dilimizde az kullanılan bu ifade, William Shakespeare’ın en iyi oyunu olan ve üzerine binlerce kitap yazılan ‘Hamlet ile önemsediğimiz açıktır. Belki hala İngilizcedeki hali “to be or not to be” ile belirlesek te, dilimizdeki halini de kullanıyoruz. Bu sebep ile konumuz, doğal denge serisindeki “olmak ya da olmamak”a uyan görüşlerimizdir.

Görebildiğimiz her şey mutlaka var demektir. Göremeyip düşünebildiğimiz şeyler ya var, ya da yoktur. Toplumumuzun epey zamandır nereye giderse gitsin görebildiği tek gerçek var o da, mal ve hizmetlerin hızla artması, yani enflasyondur. Olayı oluşturan sadece son iki yılın salgını covid-19 denemez. Çünkü salgın tüm dünyayı sardı ve her ülke aynı derecelerde etkilendi ve devam ediyor.

Dünya ülkelerinin salgından etkileniş listelerine baktığımızda, bizim dışımızdakilerin enflasyon oranları ortalaması sadece %5, bizde ise sınır tanımaz haldedir. En azından %100 diyebiliriz ve bunca büyük enflasyonun nedeni asla salgın olmadığı açıktır. Siz, “Ben ekonomistim ekonomist! Faiz sebep,  enflasyon sonuçtur. Buda benim sözüm” diyorsunuz ama yaşadıklarımız sizin ekonomist olamadığınızı kanıtlıyor. Çünkü siyasal faizi düşürseniz de, ticari faizi ve kuru düşüremiyorsunuz.

Son yirmi yılın seçilerek ülkeyi yönetenleri, gerekli her tür tedbiri alabilme imkânları olduğu halde, hemen her konuda ve özellikle ekonomide hep uçurumun kenarında olduğumuzu gördük. Biz de diyoruz ki, çektiğimiz sıkıntıların sorumlusu sizlersiniz. Geldiğimiz sonucun sebepleri gereğinden çok saraylar, pahalı ve çok makam araçları, kul hakkını dikkate almamak, yani aşırı savurganlıktır.

Bir asır önceki yokluklarda ve de Osmanlı borçları ödenirken, Ekonomist olmayan Atatürk, “kendine yeten ekonomiyi oluşturup, tam bağımsızlığı hedef göstermiştir. Demek ki, ülke ekonomisini iyi yönetmek için ekonomist olmak değil, vizyonlu olmak gerekiyor. Atatürk’ün, 17 Şubat 1923 İzmir İktisat Kongresi Açılış Konuşmasını okuyup,  o günkü şartlara göre yapılmak istenenleri anlayabiliriz.

Bu gün yani Cumhuriyetin yüzüncü yılına bir yıl kala, bazıları yüz yıllık hesaplaşma sözü ediyor. Ayrıca, son 20 yılın iktidarı, yandaşları, dayanışmada oldukları cemaat ve tarikatlar, yüz yıllık hesaplaşmada buluşmak istemektedir. Bu yüzden, adından, heykellerinden ve ilkelerinden korkulan Atatürk’e düşmanlıkta birliktelik vardır.

Hamlet’te, William Shakspeare’in “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!” vurgusu ile “Kim dayanabilir Zamanın kırbacına, Zorbanın kahrına, Gururunun çiğnenmesine, Sevgisinin kepaze edilmesine?”karşı direnmesi neyse, Cumhuriyet ve ilkelerine karşı olanlara da aynı direnme olmalıdır. Aksi halde, Ortadoğuda yaygın olarak gördüğümüz kölelik ve sefalet tümüyle geri dönecektir.

10 Şubat 2022 Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s