Yeryüzünün en özel hareketli canlısı insanı memnun etmek çok zordur. Çünkü çok azı şükreder ve diğerleri egolarını doyurmak ister. Yaz gelir sıcaktan, kış gelir soğuktan, baharlarda ise kararsızlıktan şikâyet eder. Hedeflerine ulaşmak için koşarken, birden yolun sonuna geldiğini fark eder. Bazıları plan, program der ve aceleden önüne gelen pilavı yer ama beraberinde düzeni de tüketir. Aslında birey, aile ve devletlere, en çok gerekli olan plan, program, paylaşım ve uygulamak için de, sabırla çalışmaktır.
Sıcak gelir, soğuk gelir ve durdurulamayan zaman geçer gider. Doğa olabildiğince kendini korur. Ama zararın hızı, kendini korumasından çok ise, doğa da pes eder. Ortadoğu çölleri bu olayın sonucudur. Yazın esen çöl rüzgârları, Anadolu’ya çamur yağmurları, kışın da gri veya kırmızı kar yağışları olarak döner ve bize oraların nasıl bir cehennem olduğunu kanıtlar.
2021 yazında, ülkemizin Karadeniz kıyıları dışındaki tüm ormanları yandı kül oldu. Bu yangınların organize olduğu, o zaman da yazıldı ve söylendi. Her yıl ihmal veya kundaklı orman yangınlarına alışmıştık ama olayların münferit oluşu önlenmesini kolaylaştırıyordu. Son yangınlar hemen her yerde birden başladı ve önlenemedi. En büyük ihmalci, devleti yönetenlerdi. Özellikle sistemin baş sorumlusuydu. Çünkü kendine ait hepsi birbirinden pahalı 13 uçağı varken, yanan ormanlar için çalışan söndürme uçağı bulunamadı. Üç uçak kiralanarak devreye sokuldu ama yetmedi.
Aradan altı ay geçti ve 22 Ocak 2022’den itibaren her bölgeyi kar bastırdı. Evet, biraz çok yağdı ama bilerek geldi ve her yerde alınan tedbirler de az geldi. Şikâyet her yerde, ama konuşulan sadece İstanbul. Karalama hedefi muhalefetin henüz 3 yıllık İBŞBB’dır. İstanbul’da BŞB kapsamı dışında ve aynı afetten zarar gören yerler de oldu ama oraların sorumluları sütten çıkmış ak kaşıktır. Örneğin, çöken yeni İstanbul Hava Limanındaki kargo garı çatısı ama yapandan ve yaptırandan söz edilmez.
Karadeniz, sıcakta da soğukta da azgındır. Zonguldak’taki sahil yolu yeni ama hatalı yapılır. Yapılır ama onca masraflar edilen yolu, azgın dalgalar üç kez koparıp denize sürükler. Sadece yolda değil, aynı yerde ve o yolun tüneli de hasar görür ama kimse bu neden oluyor demez, diyemez. Benzeri işler yeniden yaptırılmak istense, işi başka bir şirket değil, yine aynı şirket alır ve kimsede ihale şartlarını sorgulayamaz.
İran’dan anlaşmalı alınan doğal gaz, ağırlıklı olarak sanayi enerjisinde kullanıyormuş. İran, bu gazı kendi ihtiyacı için vermeyince, sanayi üretimi kısıtlanıyor. Diğer taraftan boşaltılan hazine rezervlerine gereken para için hala yatırım, üretim, ihracat diyenler, sanırım kısıtlı enerji ile nasıl para kazanacağını bilemiyor.
Sıcak ile soğuk etkileri kapsamında ülkemin sıkıntılarını anlatmaya çalıştım. En çok söz ettiğim yer, İstanbul’dur. Sırada; Hava limanı ve 3.köprü üzerinden Sakarya’ya uzanan raylı banliyo sistemi ihaleleri var. Ama en açık tanımı; tatillerde boşalıp dolan, üzerinde yirmi milyon mutsuz nüfusu barındıran, ne versen doymayan canavara dönen ve otuz yıllık mega kent rantçılarının kurbanı olan, İstanbul’dur.
27 Ocak 2022
Hüsnü ARSLAN