Bilen ile Bilmeyen

Bu kez doğanın güç dengeleri kapsamında “Bilen ile Bilmeyen” ikilisine göz atalım. Doğadaki her canlı, güç dengeleri üzerine oluşur ve yetişir. Öne çıkmak isteyen için güç elbette önemlidir. İnsanlar, özellikle Türk insanı lider ruhludur ve bu yönümüz bize yarardan çok zarar vermektedir. Örneğin, liderlik özentisi, demokrasiyi gereği gibi algılamamızı engeller. Liyakat yerine yandaşı korumaya yönlendirir. Almadan veren olma kolaycılığı içine iter. En önemlisi de bilmeden biliyor gibi davrandırır.

Bilmek için öğrenmek, öğrenmek için de sorgulamak gerekir. Bunu birde tersine sıralayalım, “Öğrenmek için sorgulamak ve bilmek için de öğrenmek” gerekir. Evet, gördüğümüz gibi amaçta bir fark olmamıştır. Burada bir başka değime ulaştık. “Aklın yolu birdir.” Ayrıca, yüce kitabımız Kur an’ın Türkçesini okurken anladığımız değerli bir söze ulaştık, “Bilen ile bilmeyen hiç bir olur mu?”

Nitekim 1412 yıl önce tanıtılmaya başlanan bu kutsal kitabın sözleri, burada dahi karşımıza çıktığına göre, o kitabı çok iyi bilmemiz ve anlamamız gerekiyor. İslam tarihinin sonuçları bize, miskinliği ile ünlü arapların dahi hükmeden olabildiğini gösteriyor. Ayrıca, bilen olmanın sonucu başaran ama tek Tanrılı İslamiyet’in de diğerleri gibi, zamanla şeyhlerin ve dervişlerin aracı oluşunu kanıtlıyor.

Bu konuyu anlamaya çalışmanın iddiası ile söyleyebilirim ki, şeyhler ve dervişlerin dine zararları ne ise, toplumu din yoluyla kandıran siyasetçi zararı da odur. Çünkü her ikisinin de yaptığı, insanlığa ve demokrasiye ihanet, dine ve Tanrıya düşmanlıktır. Demokrasi kavramı ve güzelliğinin nasıl oluştuğunu hiç düşündünüz mü? Uzakdoğu dinlerinin felsefi yaklaşımı ile tek Tanrılı dinlerin mantıklı yaklaşımlarını sorgulayan akıllı insanların, toplumları demokrasi noktasında buluşturması ile olmuştur.

Demokrasi; Sorgulayan, İnsana değer veren, Yaradan’ın akıl verişini hissettiren, Dinlerin iyimserliğini anlamamış olanları uyaran çok güzel bir kavramdır. Bunu, maalesef yerküre üzerindeki yedi milyar insanın çok azı anlayıp değerlendiriyor. Bu insanlar, biat eden köleler değil, İnsan olmanın ayrıcalığını sorgulayarak öğrenip bilen, az ama iyi insanlar kümesidir. Onlar çoğunluğa ulaştıklarında, bencil ve kötü huylu olanlar da iyi kümeye geçip, şeytan denilen kavram unutulacaktır.

Güçlü devletlerin, hala diğerlerini, çıkarları için tehdit ve talanı sürmektedir. Ama en büyükleri dahi, demokrasi üzerinden açık yakalayıp talana geçebiliyor. Avrupa’nın ortasında göz büyüklüğü gibi bir devletin kimse kılına dokunmuyor. Sebep, sadece demokrasiye örnek olmaktır. Para ise gani, sanki dünyanın merkez bankası, Ortadoğu çölü altından çıkan kara çamuru için büyük ve eski bir milleti, gözlerini kırmadan talan ediyorlar. Gerekçe, “buraya demokrasiyi getirmek istiyoruz” oluyor.

Bir milletin demokrat olabilmesi, demokratlığı özümsemesine bağlıdır. Aksi halde demokrasi lafta kalır. Sanatçımız Sezen Aksu, beş yıl önce çıkan ‘Şahane Bir Şey Yaşamak’ şarkısında geçen “Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e…” sözleri için şimdi malum çevrenin hedefi oldu. İktidar da, isim vermeden dil koparmaktan söz etti. Sezen Aksu’dan yanıt, “Ben avım, sen avcı, vur bakalım…” ifadelerini kullandı. Bence bu, kötülemeyen ve hakaretten uzak, sanatçıya yakışan bir yanıttır. Aslında iktidarın çıkışı, günümüzdeki çaresizliğini örtme çabasıdır. Yazıklar olsun!

23 Ocak 2022

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s