Uçurumun Uç Noktası

Nihayet muhalefet sokaklara çıkıp, her kesimden insanların sıkıntılarını ve dertlerini dinliyor. Muhalefet asli görevlerini yamakta gecikmiştir. Halkımız birilerine iyi dediği zaman onların kötü yanını görmekte gecikir. Hele alnı yere değdi diye seçmişse, işleri daha da güçleşir. Bu yüzden günün iktidarı, 20 yıl aralıksız koltuklarında kalmayı başardı ama her zaman ve her konuda uçurumun uç noktasında olundu. Umarım artık halkımız, her alnı yere değenin iyi hizmet veremeyeceğini anlamıştır.

Bakın, 20 yıl önce işe başlayan iktidar, “Biz bu işe çırak başladık, sonra usta olacağız, daha sonra da uzman olacağız” dediler. Evet, dedikleri gibi oldu ama en sonda miras yedi olacaklarını söylemediler. Muhalefet ne yaptı, önlerini açtı, destek verdi ve sonra da dur diyemedi. 20 yıldır algı yoluyla ekonomiyi ve her konuyu kötüye sürükleyen iktidara iki kez muhalefet edildi. İlki, 15 Haziran 2017 Ank. Kuğulu parktan başlayıp, 09 Temmuz 2017 İst. Maltepe de biten 420 km adalet yürüyüşüdür. İkincisi, son krizi ve piyasaların halini halka yansıtmalarıdır.

AKP, 03 Kasım 2002 de iktidar oldu ama 28 Ağustos 2007’ye kadar düşündüklerini yapamadı. Çünkü devletin başında Ahmet Necdet Sezer vardı. 2007 de başlayan açıkça FETÖ vekilleri ittifakı ve doğu illerinin tam desteği ile sınırsız yetki kullanma imkânı oldu.  Fırsat sandıkları Ergenekon ve benzeri olayları yaşamak, 17/25 Aralık 2013’teki ihanet, 15 Temmuz 2016 kâbusuna dönüştü ama halk algısı ile karlı çıkıldı.

Karlılık çok yönlüdür, çünkü halk mağduru destekledi, plancılar istediğini aldı ama ceremeyi yine halkımız çekiyor. Sonuç olarak, bu gün gelinen noktada demokrasinin adı var kendi yok, adaleti de mumla arıyoruz. Hesap soran yok, hesap veren de yok. Ülkenin ve milletin kaderi, sadece bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak sözlere kalmıştır. Muhalefet, halk solda sıfır, iktidarın bakanı, parti sözcüsü ve TBMM’nin gurup başkanvekilinin topluma açık sözlerini, atanmış birisi çıkıp yok sayabiliyor.

Evet, derdimiz kötü yönetilen ekonomidir. İşsizlik oranı çalışabileceklerin %25’i, genç işsizlik %40, çalışanların yarısı açlık sınırı altındaki asgari ücretlidir. Tüm çalışan ve emeklilerin maaşları yılda %10 artar ama çarşı Pazar ortalama fiyatları, en az %50 artar. Yani sabit gelirli her yıl %40 fakirliyor. Sürüp giden kâbusa salgın eklenince, esnafı, çiftçisi ve işvereni de potaya girdi. Ama devletin yetkilisi, “Ben ekonomistim, ekonomist” diye hava basıyor. Ekonomist diyelim ama başarılı mı, başarısız mı?

Dile kolay, 20 yıl, bir insan ömrünün ¼’inde, her gün gelen şehitler, beka sıkıntısı, komplolar, sığınmacılar, diplomatik tehditler, ayırmalar, kayırmalar, tecavüzler, katliamlar, 20 yıl sonrasına uzanan borçlar ve kar topacı gibi büyüyen ekonomik sıkıntılar. Bu kadar çok eziyet çekmek için bir iktidara 20 yıl destek verilir mi? Böyle bir iktidar, ben iyi işler yaptım diyebilir mi?

Tarikat ve cemaatler, ülkemiz tarikat cenneti oldu ve onlar devlet kurumlarında söz sahibidir. Camiler dahi onların yandaş yerleri oluyor. Ve giderek kölelik geri dönüyor. 21.yy da kölelik, tartışılır iddialar değil mi? Bir gün atı alan Üsküdar’ı geçti derlerse şaşırmayalım. 15 Temmuz 2016 hainliğinin mimarı neyse, tarikatların tümü odur. İşte alnı yere değenler sayesinde, ülkemiz önce tarikat cenneti, sonra Ortadoğu bataklığı olacak, en sonunda uçurumun ucunda itilecektir.

16 Kasım 2021

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s