Her yıl günü geldikçe kutladığımız Milli ve Dini Bayramlarımızdan hep uzaklaşıyoruz. İster inanın, ister inanmayın, ben bu görüşümde iddialıyım. Çünkü geçmiş bayramlar ile bu günün bayramları farklıdır. Her milletin bayramları vardır ve siyasal, toplumsal etkilerin dışında tutularak anlamlarını korurlar. Bizim milli bayramlarımız bağımlı siyasetin, dini bayramlarımız ise çarpık kentsel yaşamların etkileri altındadır.
Bayramlar mutlu günlerimizdir. Evdeki aile değerlerimiz neyse, üzerinde yaşadığımız Vatan da, top yekûn milletimizin evidir. Bu yüzden vatan savunması bedelsiz ve her Türk erkeğinin ortak görevidir. Milli bayramlarda milliyetçilik ve dini bayramlarda insani duygularımız öne çıkar, böylece değişik mutluluklar yaşarız. Bayramlar, umut, sevgi ve saygı demektir. Bu özel günlerin hediyeleri, ikramları, ziyaretleri, sevgi ve saygı odaklı konuşmaları olur…
Anadolu Türk toplumu ilk kez 29 Ekim 1923 de Cumhuriyet ile tanışmıştır. Sonraki her 29 Ekim’ler, cumhur’un bayram günüdür. Cumhuriyetin bayramları sırası ile 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim’dir… Bu bayramlar ilk 27 yıl, ait oldukları kurumlarca kutlanmış. Çünkü o dönemlerin asıl hedefi üretmek ve kendimize yeten ekonomiye erişmek olmuştur. Ama son 71 yıl boyunca, seçilmiş ve atanmış kraldan kralcıların, orasından burasından çektiği ve bayram yerine tatil cenneti olmuştur.
Özellikle son 30 yılda, 20 günlük iki dini bayramda, tatil yerlerine koşup dönerken yüzlerce ölüm, binlerce yaralı ve hurdaya giden araçlar görmezden gelinmiş ve milli bayramlar ise yok sayılmaktadır. Garip olan bir başka husus darbeler bayramıdır. Çok sürmedi, sadece 15 Temmuz kaldı ama darbelerin arka planına hiç bakılmadı. İşte asıl gariplikte budur. 70 yıl geçmesine rağmen, darbelerin arka planından korktuğu halde demokrasi naraları atanları anlamak çok zordur.
Bayramlar umut demiştik ama asıl umut Cumhuriyet ile başlamıştır. Cumhuriyeti kuranlardaki halk sevgisi, o zor günlerde halk ve demokrasi için atılan adımlar ve “Ne mutlu Türküm diyene” ile motive eden büyük liderimiz, bize hep umut aşılamıştır. Bir asır sonrasında, sadece sandıktan çıkmayı düşünenler ve bunun için halkın oyunu birkaç paket yiyecek ile almaya çalışanların ihanetini gördükçe, kurucularımızın değerini daha iyi anlamış oluyoruz.
Cumhuriyetin sözcük kökeni “cumhur”dur. Ve dünyanın en eski kavimi Arap dilinde halk olan ama onların hala idrak edemediği güzel bir ifadedir. Bu kez şu deyimimizi anımsadım, “Cahil dostun olacağına, bilgili düşmanın olsun.”Arap, Atatürk’e düşman ama dilindeki “Cumhur”a yüce bir değer kazandıran Atatürk’tür, Bunu unutmasınlar ama anlamadıkları, bu gün dünyanın şama oğlanı olmalarından bellidir.
Cumhuriyet ve bayramının güzelliği, cumhurun kölelikten kurtulup, daha da güzel olan demokrasinin kapılarını açabilmektir. Bunun yanında, bilim, kültür ve sanatta, gelişmiş olabilmektir. Bunlar, aynı zamanda umut, sevgi ve saygıdır. Bize bu değerleri kazandıran Atatürk ve Arkadaşlarına minnet ve saygılar sunuyor, “Ne mutlu Türküm diyene!”sözünü yineliyoruz. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
26 Ekim 2021
Hüsnü ARSLAN
Hüsnü Arslan Yazıları 