Pandoranın Kutusu, bu günün en ilginç haberidir. Yunan mitolojisine göre balçıktan yapılan ve tanrıçalar kadar güzel Pandora, dünyaya gelen ilk kadın olarak bilinir. Tanrı, ona taşıttığı mutsuzluklarla dolu bir kutuyu açtırır ve kötülüğe meyleden insanları cezalandırmak ister. Ne yazık ki insanlar, bu efsane ile kutsal kitaplar İncil ve Kur’an buyruklarına rağmen kötülüklerden uzak kalamamışlar, kalamıyorlar.
Televizyonun 04 10 2021 akşam ana haber bülteninde, “Pandoranın kapağı açıldı” başlıklı çok ilginç bir haber sunuldu. Bazı devlet başkanları ile iş adamlarının akılları durduran gizli servetleri, başka ülkelerde yatırıma çevrildiği ya da nakit olarak tutulduğu bildirildi. Haberi hazırlayan ve sunan Sn. görevli, bence çok hayırlı bir iş yapmış ama özellikle içe dönük bilgilendirmeden çekinmiştir.
Konumuz Tv haberi ile başlamışken 2018 sonlarında, yıllardır İzmir de kalan Papaz Pastör Brunson’a, FETÖ’ye yardım etti suçu ile 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. Aynı adam çok geçmeden aynı mahkeme kararı ile tahliye ettirildi ve sessiz sedasız ülkesi ABD tarafından alındı. Bunun Pandoranın kutusu ile ilgisi nedir diyebilirsiniz ama olay nedeniyle ABD Başkanı “Brunson’u vermezseniz sizi ekonomik sıkıntıya sokarız ve kişisel hesaplarınıza el koyarız” tehdiditleri de Tv. Haberi oldu. Haksız kazançlar, Pandora kapsamında ise, el konulmak istenenler de aynı olacağını ve Tanrı Zeus’un cezalandıracağını düşünemez miyiz?
Aslında olay devlet yönetenler ve işverenler ile sınırlı değildir. Tanrı, kutsal kitapları ile pek çok haksızlığa karşı olan cezaları sıralamıştır. Seçilenler, işverenler, esnaflar ve karar sahibi tüm insanlar, dürüst ve adil olmak zorundadır. Bu yüzden sıklıkla kul hakkı ile karşıma gelmeyin uyarısı vardır. Ayrıca demokrasi kavram ve düzenlerinin işleyişi, kutsal kitapların esaslarına dayandığını anlamamak imkânsızdır.
İnsanlardan, kutsal kitapları anlamadan huşu ile dinlemesi istenir. Hıristiyanlar, 226 yıl önce anlaşılmasına karar vermiş ve bu sayede karlı çıkmışlardır. Müslümanlar, 1411 yıl boyunca ve hala anlamayı ön plana çıkaramamış, bu yüzden de bilimden, özveriden ve adaletten uzak kalmıştır. Ayrıca, kutsal kitabını özümsemiş bir toplum, demokrasiye uyumda zorluk çekmemiştir.
Demokrasi, özellikle kadın ve çocuk, tümüyle insan hakları ile adaletin var olduğu bir sistemdir. Bu değerleri sürdürmek için toplumun eğitimli, bilinçli ve çalışıp üreten olması gerekir. Çalışıp üreten insan kötülük düşünemez, çünkü düşündüğü tek şey çalışmaktır. Emek vermek, alın teri dökmek, bencilliğe, haksızlığa, sapıklığa karşı örülen duvar demektir. Saptırılmış şeriatla yönetilen toplumlarda görülen çok sayıda eli kolu kesikler, özellikle bizlere bir şeyler anlatmalıdır.
Milat öncesinden bilinen Yunan efsaneleri ile sonrasında öğrendiğimiz cehennem ve cennet kavramları, insanları yeterince etkilememiştir. İnsan hayatının mutlaka sonu olduğunu, vefat edince de, 1x2x2 boyuttaki çukurda olacağını görmezden geliyor, saçı bitmediklerin haklarını alıp vergi cennetlerinde istifliyor. Bu duruma bilinçsizlik değil de, karakter bozukluğu denilemez mi?
07 Ekim 2021
Hüsnü ARSLAN