Merkel’den 18 yıl sonra veda! Halefi gözyaşlarına boğuldu.
Alman siyaseti dün tarihi günlerinden birini yaşadı. Başbakan Angela Merkel 18 yıldır liderliğini yürüttüğü Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin Genel Başkanlık görevini devretti. Merkel’in yerine genel başkanlığa seçilen Annegret Kramp-Karrenbauer, parti tarihinin ikinci kadın başkanı oldu. Karrenbauer tabanı iyi tanıyan ve deneyimli bir siyasetçi olarak gösterilirken, Merkel’in çizgisini sürdürmesi bekleniyor.
Bize göre inanılması zor bir veda değil mi? Çünkü son 18 yıl Almanya’yı o yönetti ve giderayak herkes gibi o da, covid-19 salgını ile uğraştı. Bu durum onun içinde bir dez avantaj idi ama Alman halkı tümüyle onu, evlerinin balkonlarından alkışla uğurladı. İnanın, bende bir Alman vatandaşı kadar duygulandım. Keşke bizim yöneticilerimiz de böyle olsaydı diye hayıflandım.
Sakın bizimkilerin nesi var demeyin. Aynı dönemde AKP ve ekibi Türkiye’yi yönetti. AKP Genel. Başkanı çıkıp “artık ben yoruldun ve bir başkası gelsin partiyi ve devleti yönetsin der mi?” Keşke diyebilse, tam tersine ben gidersem parti de, devlette yıkılır demiyor mu? Sanki dünyaya kazık çakacak, ya da en azından ölene kadar o koltukta kalacakmış gibiler.
Birde bu iki ülkeyi son 19-20 yıllık başarıları ile kıyaslayalım. Bu dönemde Almanya Avrupa’nın birincisi, dünyanın ikincisi ve milli geliri 50 bin $/yıl oldu. Aynı dönemde biz, nice üreten milli değerlerimizi sattık, üretimi azalttık, işsizliği en az ikiye katladık ve milli geliri 7 bin $/yılda bıraktık. Son on dört ay, salgın ve ölüm zamanıdır. Merkel halkına “paramız var, devlet tüm vatandaşlarının arkasındadır. Siz sadece sağlığınıza dikkat edin” dedi. Erdoğan halkına, sadece “Maske, Mesafe ve Temizlik”ten başka şey söyleyemedi.
Evet, para var, güç var, korkmayın vatandaşlar! Ne güzel bir duygu, değil mi? Bunları söyleyebilmek ve de duyabilen millet olmakta çok güzeldir. Bunun için Alman milleti, 18 yıl aç durmadı. Sadece kendileri de değil bizim dahi 5-10 milyon insanımız orada yaşıyor ve orada doyuyor. Bunun için halkına çalışıp kazanma imkânı yarattı. Üretti ve üretenin hakkını verdi. Karşılığında ulusal katma değer oluşturdu. İşte bunun için Alman halkı salgında evinden çıkamasa da balkonuna çıkıp alkışladı…
Merkel’i alkışlayan Alman halkı, 18 yıl boyunca kendi apartman dairesinde oturup, markete gidip, aldığı malın ücretini cebinden ödeyerek ülkesini yönettiğini görebildi. Akraba ve yandaş kayırmadığını gördü. Millet, bir vatan üzerinde yaşayan insanların tümüdür… Çalışan, sorgulayan, lidere ve şıh’a biat etmeden yaşayanların tümüdür. Meyvelerin çürüğü gibi vefasızı da olur. Ama çoğunluğu iyi olanı görür.
Evet, sizin ayyaş dediğiniz Atatürk sevgisini örnekleyelim. 83 yıl sonra dahi dolup taşan anıt kabir, asker polis zoruyla değil, sevgiyledir. Sonraki liderlerin mezar yerini bilmeyen halk, anıt kabre neden mi koşuyor? En güzel basmayı, yünlü kumaşı, kâğıdı ve şekeri kendi üretip yemiş ve giymiştir. Bir de, “Türk milleti çalışkandır, dürüsttür ve zekidir. Ne mutlu Türküm diyene!” diyerek motive etmesindedir.
27 Nisan 2021
Hüsnü ARSLAN
Hüsnü Arslan Yazıları 