Değişik kaynaklardan ve daha çok Sosyal Medya’da rastladığım yorumlardan istifade ile başlıktaki sorunun yanıtını bulmaya uğraşacağım. Ortaçağın başından bu yana Anadolu’yu mekân edinmiş ve savunmasına dünyanın en büyük fedakârlığını bedel olarak ödemiş halkın, sadece horlandığı gerçeği vardır. Çünkü bu millet, bir asır önce elde ettiği kazanımların daha iyilerine layık olduğunun bilincinde olması gerekir.
Görebildiğim ilginç sloganları gruplayıp, ihtiyaç duyduğum yorumlar ile birlikte “Türkiye’nin nasıl bir yer olduğunu” çeşitleyerek sunmak istiyorum.
Adalet üzerine;
Unutmayın, yenilmiş kul hakkını, “Ne Mekke temizler, nede tekke” diyenlere rağmen, en çok kul hakkının yenildiği yerdir. Siyasi bir kararı reddeden AYM’yi, tanımamak için sessice talimat veren ve haykırarak, “AYM kendini kapatmalıdır” diyen siyasilerin olduğu yerdir. İşsizlik dolayısıyla, üniversite mezunlarının simit sattığı, sahte lise ve ortaokul diplomalıların banka ve benzeri kurum yönetimlerinde ve de ilkokul mezunlarının verdiği konferansların üniversite profesörlerine dinletildiği yerdir.
Ekonomi üzerine;
Yerli mal üreten fabrikaları satıp “Yerli mal değil, ucuz mal” diyerek, her yerin yabacı mal ile doldurulduğu yerdir. Covd-19 salgını için halkına aşı veremezken, başkalarına aşı hibe edilen yerdir. Dışarıdan alınan malın bedeline, 5-10 katı ötv ödenen yerdir. Rant uğruna kentlerin ucube beton yığınları ile doldurulduğu yerdir. Hayvancılık ve tarıma destek vermeyip sağlıksız ve kalitesiz yabancı ürünlere mahkûm edilen yerdir.
Yönetim üzerine;
En önemli devlet simgesi ”TC”nin resmi devlet kurumu tabelalarından kaldırılmak istenen yerdir. Oy kaygısıyla tarikat, cemaat ve diyanetin aynı kefede olmasına göz yumulan yerdir. Hoca efendimiz dedikleri bir meczubu, 80 milyonluk bir devleti yıkacak hale getiren siyasilerin yönettiği yerdir. MB’ndaki 128 milyar $ kara gün parasının yok olduğu yerdir. Dün birbirinin gözünü çıkarırken, bu gün sarmaş dolaş olan siyasilerin olduğu yerdir. 47 yıldır süren iç terörü durduramayıp, yüz bini aşan şehitlerin yeridir. Beş milyon sığınmacıyı 5-6 yıldır paşalar gibi barındıran yerdir.
Yasama üzerine;
Kirada veya kendi evinde oturan Avrupalı yetkilisinin evine kendi imkânları ile gidip geldiğini bildikleri halde camiye dahi koruma konvoyu ile gidenlerimize dur demeyen yerdir. Halkın zor şartlarına rağmen, saltanat ve savurganlıklara dur denilemeyen yerdir. Halkın temsilcisi olarak yürütmeyi denetleyemeyen yerdir. Daha demokrat bir anayasa yerine, ben ne istersem onu yaparım diyen tek adamlılık düzenine razı olunan yerdir.
Evet, bir ülkede bunca olumsuzluklara çare olamayan vekil adayları, parti başkanları tarafından belirlenmeye devam eder, seçmen de onları seçerse, asla millet adına hesap soramaz ve milletin gerçek vekili olamazlar.
17 Nisan 2021
Hüsnü ARSLAN