Şehitlerimizi Düşünelim

Osmanlı dönemi casus ve misyonerleri ile başlayan terör alt yapısı, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki etnik kışkırtma ile açığa çıkmıştır. 2.dünya savaşı sonrasının Amerikan emperyalizmine kucak açan yönetenlerimiz, Ülkemizin Amerikan üs alanı olmasına göz yummuştur. Dost ile düşmanımızı ayıramadığımız şu an bile, şehitlerin artarak devam etmesi sebebinin ilki ABD, ikincisi de bizim sırtlarını onlardan ayıramayan politikacılardır. Eğer şehitlerimiz olmasın istiyorsak, seçtiklerimiz ümmetçi değil, milliyetçi olmalıdır.

Bu ülkenin Kurtuluş savaşından sora çok kapsamlı savaşı olmamıştır. 2.dünya savaşı tedbirler sayesinde dışımızda kalmış, Kore Savaşına ağa hatırı için katılmış ve kısmen Kıbrıs savaşını yaşamışız. Sonrakilerin tamamı terör ve terör ile mücadeledir. Ne yazık ki, teröre verdiğimiz şehitlerin toplamı, Kurtuluş savaşına ulaşmıştır. Evet, son kırk yıl boyunca verilen yüz binlerce şehit,  daha da fazla gazi ve trilyon $’ları aşan paramıza mal olmuştur. Ama bilinki, şehitlerin hiç biri seçtiklerinizden değildir.

Açık söylüyorum ve bu çok önemlidir. Lafa gelince aynı gemideyiz denir, şehit olmaya gelince, o mertebeye herkes ulaşamaz ile geçiştirilir. Bunu söyleyenler, her bir şehit ailesi ve yakınlarının akılları ile alay etmiş sayılır. Söylenecek sanki başka bir şey yok, madem yakınlarınızı korumak istiyorsunuz, barı susmayı becerin.

Osmanlı yok olmayı hak etmiştir. Çünkü değişen kaderini önce melezleşen ırkı, sonra akıllı kullanılmayan halifelik neden olmuştur. Bu iki sebepte ait oldukları Türklüğe ihanetin vesilesidir. Osmanlı başlangıçta savunan değil saldırandı, saldırma sebebi boşalan saray hazinesi ama giderek dipsiz kuyuya döndüğü için dolması zorlaşmıştır. Birde, savaşa çağırılan ama yarısı dönmeyen ve horlanan Türklerin ahı tutmuştur.

Sonunda, varsa yoksa ilada sarayım diyenler kaçmıştır. Sanırım saray tutkusu böyle bir şey, nedense içindekilere sonuna dek yaramıyor. Ailenin şehidi de olmuyor ama kendi kendilerini yok ediyorlar. Türklerin Beyleri ve Hanları, Obalarının ortasındaki çadırlarda kalarak gelmiş, beylikler ve devletler kurmuştur. Bunu anlamak için Türk olmak gerekir. Irkını, dilini ve geleneğini sevenler toplumundan ayrışmazlar.

“Bir elin nesi var, iki elin sesi var.”tanımlamasından, “Birlikten güç doğar.”deyimini hiç unutmayan Türkler, Cumhuriyet’te de kullanınca neler başardıkları görüldü. Ta ki, Arap hayranlığını geri döndürenler her şeyi ithal edip, milletin hazinesi tam takır olunca belki anlamışlardır. Ama ümmetçiliği tercih eden halkın hala anlayamadığını görüyoruz. Onların, ortadoğudaki ümmetçi milletleri de anladıklarını sanmıyoruz.

Şehitlerimiz her gün artmaktadır. 5-6 yıl önce kaçırılmış, birkaç gün önce infaz edilince yeniden gündeme gelen 16 şehidimizin acısı daha da çok hissedilmiştir. Siyasi partilerin ve özellikle iktidarın şehit sakızı çiğner duruma gelmesi, acıya bir acı daha katarak kendilerini tahammül edilmeyecek duruma getirmişlerdir.

17 Şubat 2021

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s