Çizgide Kalmak

Aşağıda açıklayacağım çizgi ihlallerini, maalesef eğitimsiz bir toplumun bireyleri ve hatta önder geçinenleri bilmez oluyor. Çünkü onların tek bildikleri ve sadece bir türlü yenemedikleri kahrolasıca egolarıdır. Çizgide kalmaya bir başka açıdan bakınca; kaba saba olup haddini aşmak, demokrasiden nasip almamak ve ahlaken yozlaşmaktır. Yani çizginin aşılması, genelde kural bilmeyenler için geri kalmışlığın sunucudur.

Yakından tanıdığımız inançların tarihi, Hıristiyanlık 2020 yıl, Müslümanlık ise 1410 yıl öncesine dayanır… Her iki inanç da, bunca zaman içinde değişikliğe uğramamıştır. Zira Tanrı buyruğu oldukları için zaten değişemeyeceği kabul edilir. Buna rağmen yorumlayanları çoğalmış ve önce mezhepler, ardından kurnazlarınca daha küçük ve daha çok sayıda ama tamamı çıkara dayalı tarikatlar oluşmuştur. İnsanlığı çizgide kalmaya önce dinler zorlamış ama başaramamış. Çünkü dindarların inancı azalmıştır.  

Bundan sonrasını ülkemiz ortamına bağlı kalarak devam edelim. Cumhuriyet kurulurken nüfusumuz 15 milyonun altında, camilerimiz de azdı. Geçmişte çıplak ahşap zeminlerde, gederek kilim döşeli ve bu gün her bir kişinin namaz alanı belli jakarlı halıya sahip saray gibi camilerimizde namaz kılarız. Gel gör ki, bazıları safa durulunca, 1-2 ayak boyu geri çıkar ve arkasındaki uyarınca yerine gitmez ve daha da geri gelir, üstelik öküz gibi bakıp namaza durur.

Böyle birinin arkasında kalıp ve her düşünceni silip, sadece tanrıya ibadet etmeyi düşünebilene ben insan değil, melek derim. Birde 12, 9 hatta 7 yaşındaki kız çocukları ile evlenmek için yasaları zorlayan tarikat ayıları ile aynı ortamda hatta aynı vatanda olmak dahi, benim insanlık anlayışıma zarar veriyor. O azgın domuzların emellerine imkân veren ülkeler var, neden oralara gitmiyorlar ki?

Bu yıl(2020), tüm dünya milletlerinin COVİD-19 felaket yılıdır. Şu an ikinci salgınını yaşıyor ve sonunun ne zaman geleceğini bilmiyoruz.10 Aralıktan sonra on milyon kişi için bir aşı gurubu geliyor. Umarım bu ilk imkân ile tüm sağlıkçıları korumuş olurlar. Kalanı ile de doğrudan hizmet veren insanlarımızı aşılayıp risklerini azaltırlar.

Evet, kuşkumuz nedir? Çünkü 19 yıllık iktidarın canla başla yaptığı tek iş, yandaş kayırmaktır. Aşı ile ilgili son anımı anlatarak konuya açıklık getireyim. By-pass’lı, yüksek tansiyon ve kolestrol hastasıyım. 7 yıldır grip aşısı olurum, bu yıl zatürye aşısı olmam gerekti ve kendi paramla aşı bulup oldum. Grip aşısı da olmak istedim ama paramla dahi bulup olamadım. Evet, bu durumda güven olur mu? Ben hak sahibi iken, dün atanan Bakan ve ailesi, ömür boyu sağlık bakımı garantisine kavuşuyor.

Adalet bunun neresinde? Bu yüzden, ilk parti aşı ile tüm sağlıkçıları rahatlatsınlar istiyorum. Gerisi için zaten benden olan olmayan diyeceklerdir. Buraya kadar camide,  sağlıkta ve siyasette, çizgide kalmaktan bahsettim.  Unutmayın, batı ülkeleri çizgide kalıyor ama Müslüman değiller. Ortadoğulu, sadece Müslüman olduğunu söyler ama ömürleri sahtekârlıkla geçiyor. Bu yüzden de huzur bulamıyorlar, beter olsunlar!

03 Aralık 2020

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s