Cumhuriyetimizin 97. yıldönümü hepimize kutlu olsun. Bazı sözcükler, sıradanın ötesi yüklendiği anlamları olur. Cumhuriyet de bunlardan biridir. Çünkü cumhuriyet, bizim için demokrasiye açılan kapıdır. Demokrasi ise, insanlığın huzur bulduğu çok güzel bir bahçe, başka bir deyişle cennet bahçesidir. Bahçeler, güzel ve hoş varlıkların dikilip yetiştiği yerdir. Bazı milletler bu güzellikleri erken görür, bazıları da yaşatarak devam ettirir. Maalesef biz geç gördüğümüz gibi, yaşatmakta da güçlük çekiyoruz.
Cumhuriyet bizim için önemli dedik ama günümüz toplumunun bu önemi saptırdığı çok açık görülüyor. İşte bu yüzden konuya “Neden Cumhuriyet”le başlamak istedim. Böylesine önemsediğimiz Cumhuriyet, Arapça cumhur (halk)’un çoğuludur. Yani “halklar” olsa da, biz halkın kendini yönetmesi kavramı olarak görmekteyiz. Ama dua edelim ki sevgi ve sempati ile kabullendiğimiz “cumhuriyet”i, az değişikte olsa, gurur ile yaşatmaktayız. Çünkü o sözcüğün asıl sahibi Araplar, uygulamada köledirler.
Saygınlığını yitirmiş günümüz siyasetçileri, koltuklarında kalabilmek için ittifaklar yapıyorlar. Kimisi cumhur ittifakı, kimisi de millet ittifakı diyor. Yani halk, bu gün yaşayan nüfusu, millet ise geçmişten geleceğe nüfusları, ya da milliyetçiliği temsil ediyorlar. Bu yakın anlamlı sözcüklerden halka, benden olan, millete de, illet olan diye kasıtlı olarak seviyesiz siyaset aracı yapmaları, en azından saygısızlık oluyor.
Şimdi gelelim cumhuriyet ile kazandıklarımıza; Han, Hakan ve Sultan gibi babadan oğla geçen, “Buyruğumdur! Ben ne dersem o olacaktır” diyen veli ve deliler yerine, devleti benim seçtiklerim yönetecektir deme hakkına sahip olduk. Ayrıca, seçilenler den memnun değilsek yeni seçimde başkasını seçme hakkımız oldu. Böylece mühür bende, güç bende, diyen tek adamlığın zararlarını anlamıştık ama sonradan, “Ben tek adam olacağım” diyenlere razı olduk.
Evet, cumhuriyet bizim için çok önemlidir. Çünkü seçme, seçilme ve istediğimiz gibi inanma yani hür olma hakkına sahip olduk. Artık birileri çıkıp “Tanrı ile senin aranda ben olacağım” diyememesi gerekiyor. Ne yazık ki, öyleleri yine çıkmıştır. Ama kabul edenlerin köle haline geldiklerini çoğumuz görüyor ve bu cumhuriyetin önemi oluyor.
Cumhuriyetle daha iyi eğitildik ve iyi kötü arasındaki farkı anladık. Bilim ile tanıştık ve yararları ile yeteneklerimizi geliştirdik. Çok üretip bağımsız olmaya, diğer milletler ile yakınlaşıp ticareti öğrenmeğe, var olan savunmamıza teknolojik katkı sağlamaya çalıştık. Eğer yetersiz kalmışsa, buda yönetenleri seçmeği bilemediğimiz içindir.
Cumhuriyet çok büyük fedakârlıklar ile kazanılmıştır. Atatürk de, “Benim en büyük eserim cumhuriyet’tir.”demiştir. Bu günün halkı, haklarını sorgulamak zorundadır. Aksi halde, geçmişine ve geleceğine hesap vermeleri mümkün olmayacaktır.
28 Ekim 2020
Hüsnü ARSLAN
Hüsnü Arslan Yazıları 