Amorf Toplum

Doksan yedi yıl önce kurulan cumhuriyete uyumluluk amacı ile hayata geçirilen ilke ve sistemler, son yılların canlı hedefidir. Örneğin, cumhuriyetimizin simgesi “TC”nin ve okullarda söylenen andımızın gereksiz görülmesi, bu karşı hareketin işaretidir. Amaçları, milliyetçilik kavramları üzerine kurulup inşa edilen çağdaş toplumsal gelişmeye karşı, içi boşaltılmış milliyetçiliği ümmetçilik ile doldurmaktır.

Kılık kıyafet konusu, cumhuriyet ile gelen devrimlere bağlıdır. Albümlerimizdeki 90 yıl önceki resimlere bakınca, kadınlarımızın ve erkeklerimizin son derece modern, uyumlu, temiz ve de zevkle üstlerine yakıştırılmış kıyafetlerini görürüz. Toplumuzda, özellikle 1946 miladı sonrası giderek yozlaşmış kıyafetler oluşmuştur. Günümüzün maksatlı siyasileri, bu kozu kullanıyor ve “Amorf bir toplum olundu” diyebiliyorlar.

“Türk’üm, Doğruyum, Çalışkanım, Ülküm yükselmek” diyenler, amorf toplumun kapsamında olamaz, amorf olan düzensiz kılık kıyafetliler olarak algılanır. Çünkü “Fikri, İrfanı, Vicdan hür”lük, andımızdaki söylemlerin ifadesidir. Kılık ve kıyafet reformları ile asla Anadolu’muzun yöresel kıyafetlerine dayatan olmamış ve onlar hala da geçerlidir. Sözü edilen, paparazzi’lerin ve onlara özenenlerin abes kıyafetleri ise katılırız. Ama onları, kule kafalı ve sıkı altlıların etkileyemediği de kanıtlanmıştır.

Toplumun kendine özgü biçimi olmasını istiyorsak, iyi eğitip muhakemeli ve becerili olmasını sağlamalıyız. Arap hayranlığı ile giyilen beyaz entari ve şıpıdık terlikler, dünyadan bihaber toplumun açık göstergesidir. Düşünen, sorgulayan ve üreten insan ile kendinin dahi anlamadığı yöntem ile toplumu oyalayan insanı aynı kefeye koymak doğru değildir. Hele bunlar ahlak dışı zorlamalara girişiyorsa, asla savunulmamalıdır.

Atatürk, çağdaş medeniyeti ve tam bağımsızlığı hedef almıştı. O hedef devam etseydi bu gün, F-35 ya da S-400 gibi savunma silahlarını yapıyor olurduk. Otomotiv sanayi, köprüleri ve madenleri kendi teknolojilerimiz ile yapıyor olurduk. AB’nin kaçtığı ülke yerine havada kaptığı çağdaş bir ülke olurduk.

İşte çağdaş medeniyete ulaşmış olmak budur. Halkına kölem diyen, onların üzerinde her türlü tasarrufu kendine hak gören, orta çağın dahi gerisine layık tarikatçı denilen yaratıklar ile iş birliği içinde olmak çağdaşlık değildir. Çağdaş olabilmenin şartı, cumhuriyet ve ilkelerine inanmak, demokrasiyi samimiyetle kabullenmektir. Yani, liyakatli ve özverili olmaktır.

26 Ekim 2020

Hüsnü ARSLAN 

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s