Melezleşen Dünya

Tüm canlılar nesillerini sürdürmeği doğrudan üslenmez ama bir şekilde mutlaka ifa ettiği görevleri olur. Biz insanlar da buna, doğa yasası der geçeriz. Aslında bu tespit doğrudur, çünkü her canlı doğal olarak kendi nesline ilgi duyar. Hatta kendi ırkına istem dışı bağlı kalmaya çalışır. Bende, araştırmaya dayanan bu çok kapsamlı konu hakkında boyumdan büyük laflar etmeden ve sadece insan toplumları üzerindeki etkilerini genelleşmiş veriler ile sunmaya çalışacağım.

İnsanlığın tarihi ve oluşumu üzerinde farklı görüşlerin olduğunu biliyoruz. Örneğin, İslam inanışına göre insanların ilk atası Âdem ile Havva’dır ama çok değişik genetik yapılarda(Farklı renk, biçim ve karakter) milletler oluşmuştur. Her milletin kendine göre doğal farkı olduğunu ve bu esasta devletler kurup milli birlik ve beraberlik içinde olduklarını da biliyor ve buna da milliyetçilik diyoruz…

İletişim ve ulaşım kolaylaştıkça, ekonomik ve sosyal sebepler ile farklı milletlerin daha çok birlikte yaşadıklarını görüyoruz. Bu yüzden farklı milletlerin bireylerden oluşan aileler artıyor ama bu kez de melezleşmenin sorunları başlıyor. Sanırım böyle devam edecek ve bir gün gelecek farklar yok olacak. Günümüzdeki çıkar savaşlarını yaşadıkça hep kendime sorarım, madem iç içe yaşayabiliyoruz, o zaman aynı dili, aynı inancı birlikte yaşayan bir dünya devleti olsak daha huzurlu olunmaz mı?

Bireyler arasında var olan çıkar sorunları, milletler ve devletlerarasında birey sayıları mislinde fazla oluyor. Eğer devletlerarası çıkar sorunlarını uzman görevliler çözemez ise, savaşmak gerekiyor. Buna vatan savunması diyoruz. Vatan savunması maalesef çok riskli ama Türk milleti bu riski topyekûn göğüslerken, 15-20 yıldır kayırımlar olmuştur. Vatan hepimizin barınağı, korunmasında ayırımsız ve adil olunması gerekmez mi?

Bu gün, aynı devlet içindeki farklı etnik guruplar, aynı köy ve mahalle içindeki farklı aileler, rekabet içinde çalışan işyerleri çıkar kavgaları yaşamaktadır. Sebepleri, hakça paylaşımın ve adaletin olmayışıdır. Suçluları, demokrasi diyerek yapılan seçimlerde seçilen yöneticilerdir.  En büyük suçlular ise, seçmesini bilmeyen seçmenlerdir. Çünkü yanlış seçilen politikacı, devlet ve milletinden önce çıkarını düşünür. Batı bu sıkıntıyı atlatmış. Bizim haram yedilerin onları beğenmemesi normaldir.

Milletlerin bencilliğine bağlı sıkıntıları melezliğin azaltacağı görüşüm, günün şartları içinde geçersizdir.  Çünkü kurtuluş savaşı sonrası kurulan cumhuriyet ilkelerine göre hedef, çağdaşlıktır. Amacı, pozitif eğitim ile bilim, teknoloji ve sanata sahip olmaktır. Henüz bir asır bile olmadan, ülkeyi saran yobaz tayfası, toplumu ortaçağ şartlarına taşımak için çırpınıyorlar. Buda arap sevdası ile oluşan bir başka melezliktir.

23 Ekim 2020

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s