Çoğu canlının doğası gaz çıkararak yaşamaya göre oluşmuştur. İnsanlar, kuralları ile bu doğal ihtiyacını kısıtlar ve kendilerini zora sokarlar. Bu günlerde, Sn. Yönetenlerin doğalgaz çıkarma müjdesi, bazıları için hayli büyük heyecan yaratmıştır. Bu heyecanı ilk gösteren devletin parasından sorumlu Bakanı, “Artık cari açık değil, cari fazlalık olacaktır.”diyerek paylaşmıştır. Bakan sıkıntısını aktarıyor ama AKP, cari farklar yerine, kıyak koltuk ve makamları korumanın bayram havasını yaşamaya çalışıyor.
Gaz çıkarmak doğal bir olaydır. İnsanlar dışındaki canlılar bu doğallığı rahatça ve bu rahatlığın farkı ile yaşamaktan şanslıdırlar. İnsanların bazıları bu rahatlığa uyar ama bazıları, kurallar gereği ayıp veya saygısızlık olarak görüp sıkıntı çekerler. Konunun sorgulanmasına gerek duymuyorum. Sıkıntı yaşamaya açıklık getirmek için seyrekte olsa gaz sıkıştırması ile ölen veya ölümün eşiğine gelen sığırları ve daha sıkça olarak insanları hastanelerde kaybedildiği veya kurtarıldığını belirtmek istiyorum.
Bunların doğal bir gaz çıkarma olayı olduğunu inkâr edemeyiz. Belki de söz konusu doğalgaz’ın tanımlanması da, üstteki anlatıma dayanıyordur. Doğalgaz, kömür ve petrolden sonra mavi yer kürenin cankurtaranı sayılır. Uzun mesafeli ilk toplumsal ulaşım tren lokomotifleri enerjisinin, az da olsa hala kullanılan ısınmanın odundan kurtarılması, yaşamın olmazsa olmazı ağaçların katliamdan kurtulması demektir.
Ünlü bir başka sözümüzü anımsayalım ve “Kasap et derdinde, koyun can derdinde.”, buna eşdeğer olarak İnsanların ısınması ve ulaşımına kurban edilen gencecik ağaçlar, dünya kara alanlarının çölleşmesine neden olmuştur. Birde ağaçların yaşam hakkını dikkate alırsak, on binlerce yıl süren ağaç katliamları olmasaydı, örneğin Ortadoğu çölleri dahi orman alanı kalabilirdi. Bu iyiliği kabul etmeyen herkes, doğasındaki kayıpları anlamamış demektir.
Evet, Odun, kömür, petrol, doğalgaz ve bunların yerine geçecek olan geleceğin enerji elemanları, giderek insanların ekonomik şartlarına ve refahına katkı vereceklerdir. Seçilenlerin görevi bu imkanları bulup halkına sunmaktır. Çünkü ona talip olarak oy istiyorlar. Mesela Osmanlı hayranlığı diyenler, Ortadoğu’ya hâkim iken, sarayında cariye kovalamak yerine petrol aramaya neden uğraşmadı deyin ama nerde?
Son 70 yılda sözde demokrat olan siyasetçiler, önce DP ve Menderes, kaybedeceğini anlayınca Trakya’nın altı doğalgaz dolu demeye başlamıştı, ama gaz çıkmadan darbe oldu. AP ve Demirel bunu demedi ve enerji için barajlar yapıldı. AKP’nin 18 yılı bitti, satılmayan yer kalmadı, yollar, tüneller ve köprüler yaptım gelip geçmeğe dedi ama parasızlıktan kimse geçemez oldu.
AKP, çalışan işletmeleri satarak paralarını çarçur etti, ekonomi çıkmaza girince DP’yi taklit ederek Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz müjdesi verip, Akdeniz’de arıyoruz dedi. Bunların, had safhadaki işsizlik ve parasızlığa çare olacağını beklemek yerine, gaz sıkıştırmasından bıktık, 18 yıldan beri nerede kaldınız denmesi gerekir. Eğer diyemezsek, sonrasında hep beraber “Kendim ettim, kendim buldum” şarkısını söylemeye hazırlanalım.
22 Ağustos 2020
Hüsnü ARSLAN
Hüsnü Arslan Yazıları 